"We wish you a Merry Christmas, we wish you a Merry Christmas, we wish you a Merry Christmas and a Happy new yearr. Glad tinings we bring to you and your Kin. We wish you a Merry Christmas and a happy new yeaaar!" Alkış sesleri duymamla kafamı çevirdim. "Athy! Hoşgeldin!" "Küçüklüğünden beri noel'i bu kadar seviyorsun anlamıyorum neden?" "Çünkü noel. Şarklıları güzel, kar var, her yer ışıklanıyor ve ruh! Noel ruhu! Bayılıyorum noel ruhunaa!" Gülümsedi. "Bir de siyah dışında giydiğin tek akşam." Omuz silktim. Banane.
Noel balosu için Lil ve Nora ile hazırlanıyorduk. "Sanırım yine siyah alacağım." Gözlerini devirdiler.
Ay çok güzel be. İyiki hep beraber okulda kaldık.
Nora:
Noel ruhunu yansıtmak için kırmızı giyinecekmiş.Lilian :
Bu kızın zümrüt yeşiline zaafı var. Acaba neden slfksöxkfk. "Hazır mısınız?"
Balo her zamanki gibiydi. Yine seherbaz Allan Quillan'ı görmüştüm. "Bay Quillan?" "Kız Potter?" "İyi Noeller efendim." "İyi noeller. Dersler nasıl?" "İyi aynı." "Bir karara vardın mı?" "Sanırım seherbaz olacağım. Yani, yaşarsam." "Hadi ama. 1 yaşındayken yendin onu. Şimdi mi yenemeyeceksin?" "Sizi bir yerden hatırlıyor gibiyim." "Bilmem belki de bakalıkta görmüşsündür." "Bilemiyorum..." "Gel seni birileriyle tanıştıracağım." Kolumdan tutup salonun dışına sürüklüyordu. "Beni çekiştirmez misiniz Bay Quillan?" Kolumu sıkıp Quidditch Sahasına ilerlemeye başladık. Hızlıca kolumu çektim. "Ne yapmaya çalışıyorsunuz?!" "Kes sesini ve yürü." Asasını kaldırdığında kahkaha attım. "Ay gözlerim yaşardı. Ölüm Yiyensin değil mi?" Sırıttı. "Zekisin." "Sen değilsin. Eğer ben şimdi Dumbledore'un yanına gidersem nolur gerizekalı? O çok uğraştığın bakanlığa sızma işi çöp. İstersem seni şuan bakanlığa cisimlerim ama olay yaşayasım var. Harry farkeder yokluğumu." Kolumdan tutup bir anahtar çıkardı. Hoop. Hiç özlemediğim malikane. Kolumdan tutup sürüklüyordu. "LAN BENİ Bİ SALIN YA KENDİM YÜRÜRÜM AYAKLARIM VAR!" Birden bağırmamla kolumu bıraktı. Hızlıca önden yürümeye başladım. Malikane'nin önüne gelince ölüm yiyenler kapıyı açmadı. "Salak mısınız? Beni kaçırıyorsunuz sonra kapı açılmıyor!" Ölüm yiyenler kapıyı açtığında Quillan şerefsizinin kıkırdadığına yemin edebilirim. "Ne gülüyosun? Komik mi? Nelerle sınanıyorum ya! Tommy nerde?" Salonun kapısını sinirle açtığımda tüm gözler bana döndü. "Geciktiğim için üzgünüm. Bu arkamdaki Quillan -yada her ne boksa- beni geç getirdi." Voldemort şaşırmıştı. "Noldu Tommycik şaşırdın mı?" "Asan bile yok ama karşımda alayla dikilebiliyorsun. Cesaret'ine hayran kaldım doğrusu." "Yok mu? Ama vardı bir dakika." Elimi elbisemin kenarına koydum. Sağlam bir hayal bozan yapıp oraya tutturmuştum. "Ah varmış." Ölüm yiyenler şokla bana bakıyorlardı. "Neden Dumbledore'un tarafındasın? O senin aileni öldürdü." Kahkaha atmaya başladım. Durduramıyordum. Tam bir ölüm yiyen elini kaldırmışken suratıma geleceği sırada yandı. Ben hala gülüyordum. "Ay kusura bakmayın. Ya da bakın banane. Dumbledore'un tarafında değilim. Ne var biliyor musun? En sevdiğim bayram Noel ve ben bu gece kimseyi öldürmeyi düşünmüyorum. Gideyim mi bişiy mi diyceksin?" "Ölüm Yiyen olacaksın yoksa sevdiklerine zarar gelir." "Hiç birşey yapamazsın onlara. Kıllarına dokunduğun an acı çekersin. Pişman ederim. Biliyorsun yaparım. Bu yüzden boş tehtitlerini başkalarına yap." Kafamı kapıya çevirdiğimde duraksadım. Ordaydı. Liam Carrow. "Sen.." Bir an bana baktı. Ne halt ettiğini düşünüyor gibiydi. "Sen. Sen. Aşağlık pislik!" Üstüne atlayacağım sırada bir ölüm yiyen beni tuttu. "YAŞLANDIN MI? YAŞIYORSUN HA! ONLAR DA YAŞAYABİLİRDİ! YAŞLANABİLİRLERDİ! TORUNLARINI SEVEBİLİRLERDİ! YEMİN EDERİM! YEMİN EDERİM Kİ BANA VE SEVDİKLERİME ZARAR VERENLERE ZARAR VERECEĞİM! YEMİN EDERİM Kİ ÖLMEK İÇİN BANA YALVARACAKSINIZ! YAŞLANMIŞ! AŞAĞILIK HERİF! NE ZANNETTİN? BABAM VE ANNEM ÖLÜNCE KİMSE SENDEN EUPHEMİA VE FLEAMONT POTTER'IN İNTİKAMINI ALMAYACAK MIYDI??! GEBERECEKSİN CARROW! ACI İÇİNDE! BIRAK! Gidiyorum! Ama geleceğim. Yemin ederim ki Voldemort, sen ve senin gibi cani pislikler geberene kadar ölmeyeceğim. Ne yaptıysan ödeyeceksin. Her şeyi. Acı içinde. Önce senden o çok sevdiğin ölümsüzlüğü alacağım. Kemiklerine kadar hissedeceksin öleceğini. Onun korkusuyla titreteceğim seni. Sonra bana yalvaracaksın seni öldürmeyeyim diye. Acı içinde gebereceksin. Ve ben senin cesedini yakıp küllerine bunu söyleyeceğim. 'Söylemiştim, yaparım demiştim. Yaptım.' diyeceğim ve küllerinden doğamayacaksın. Çünkü sen, Anka kuşu gibi saf ve temiz birşey olamayacak kadar kirli ve iğrenç bir ruha sahipsin. Unutma bu sözlerimi Tom. Ben ne dersem yaparım." Her sözcüğümde salon soğuyordu ve ölüm yiyenler korktudan titremeye başlamıştı. Aralarından Kahin olduğunu düşündüğüm bir kadın bir kaç adım öne çıktı. "Temmuz ayının sonunda doğan kız çocuğu, bir ikizi var. Yemin etti. O yemini gerçekleştirmeden ölmeyecek. Aralık ayının sonunda doğan karanlığı yok edecek. Biri diğerinin ellerinden ölecek. Eğer kız ölmezse karanlık son bulur. Eğer kız ölürse, tanrı bizi korusun." Kadın transta çıkar gibi oldu. "Ee şey. Kusura bakmayın. Yanlış birşey mi yaptım?" Voldemort'un karşısına geçip fısıldadım. "Obliviate Totalum. Obliviate Prophecy. Obliviate Totalum." Herkes kehaneti unutmuştu. Kadının koluna yapışıp cisimledim.
Dumbledore bir bana bir kadına bakıyordu. "Bu kadın bir kehanette bulundu. Voldemort ve diğer ölüm yiyenlerin hafızasını sildim. İlgilen."
11:55 Aman Tanrım tam zamanında. "Draco? Draco?! Draco!" Nerde bu. 11:57 "Draco??! DRACO!?" 11:59. Burdalar! Muhteşem 8 olarak.(Nora, Draco, Athy, Harry, Hermione, Ron ve Ben) "Draco! 10! 9! 8! 7! 6! 5! 4! 3! 2! 1! MUTLU NOELLER!" Dudaklarımda hissettiğim baskıyla gülümsedim. Kollarımı boynuna sardığımda belimi saha sıkı sardı. Nefes nefese ayrılınca fısıldadık. "Mutlu Noeller..." "Öhöm öhöm." "Yeni Yıl Sirius. Bari çocukları şimdi rahat bırak." "Ama Remmy görmüyor musun? Sömürdü kızı rah-" Sözleri Remus'un Sirius'u öpmesi ile kesildi. Lilian ve Harry bir köşede öpüşüyorlardı. Sonunda! Nora ve Athy sıkıca sarılmışlardı. Ron ve Hermione birbirlerine utangaç bakışlar atıyordu. "GRUP SARILMASI!" Herkes sıkıca bir top oluşturduğunda kahkahalar atıyorduk. Tüm bu yaşadıklarımıza rağmen; iyi veya kötü, mutlu veya üzgün, kızgın veya sakin. Nasıl hissedersek hissedelim birlikteydik. Mutlu, sevgi dolu ve birlikte...
Noel'den birkaç gün sonra Grimmauld Meydanında :
"Evet çocuklar. Dobby ve Kreacher'ın yardımı ile süsledik. Keşke Ron ve Hermione de gelebilseydi de Muhteşem 8'i tamamlayabilseydik. Herneyse buyrun içeri!" Kapıyı açtığımda Athy gülme krizine girdi, Harry ise somurtuyordu. "Ciddi olamazsın. Siyah Ağaç mı buldun?"
Omuz silktim. "Yeni Yıl'ı severim. Siyahı da. Kendi evim olduğuna göre birleştirdim ve tada." Lilian iflah olmazsın dercesine kafasını sallıyordu. "Düşündüm ki Noel sonrası herkes sevdiceğiyle kalmak ister. Yataklar büyütüldü." Harry kaşlarını çattı. "Malfoy ile mi kalacaksın?! Hayır! Ben bir abiyim! Kesinlikle iznim yok!" "Lilian ile kalmak istiyorsan kes sesini." Nora'nın sözü ile ağzına hayali bir fermuar çekti. Nora'ya öpücük attım. "Tşk cnm." "Always bebeğim." Ah kalpim çıt. "Neyse hadi yerleşin."
Draco ile odaya çıktık. Eşyalarımızı asamla yerleştirirken sordu. "Sevdicek ha?" Gözlerimi kaçırdım. "Değil mi?" Üstüme geliyordu. "Öyle mi?" Bir kaç adım geriledim. "Sorularıma soruyla cevap veriyorsun." Duvara çarptım. "Sende öyle." Kolunu sağıma koyup diğer koluyla belimi tuttu. Yüzüme doğru yaklaşırken usulca gözlerimi kapattım. Dudaklarımı aralarken kollarımı boynuna sarıp ellerimi saçlarına daldırdım. Yumuşacık ipeksi saçlarıyla oynarken belimi daha sıkı kavrayıp kendine doğru çekti. Nefes nefese ayrıldığımızda sesini duydum. "Gitmem gerekiyor, Fransa'ya..."
1048 Kelime.
Mutluluk is haram. To my little Chasity. Üzülme be Chas. Geçecek bu günlerde... yani keyfime bağlı bilmiyorum. Dedim az da aşk acısı çek dimi? Eheheh
İlu. By.
Vote sınırı koymiycam atarım bi ara.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkizim | Chasity Lily Potter
FanfictionYa yetimhanenin birindeki Deli Potterhead kız kendini Hogwarts'ta, ikizi Harry Potter' ın zamanına giderken bulursa ne olur? Eh, bir gözat derim.