Balodan sonra günlerimiz sıkıcı geçiyordu ta ki ben ihtiyaç odasındaki dolabın tamir olmaya başladığını öğrenene kadar. Herkesi bahçedeki ağacın altına topladıktan sonra konuşmaya başladım. Herkes = altın üçlü + bizim dörtlü. "Okulda gizli bir ölüm yiyen var ve diğer ölüm yiyenleri içeri alacak. Görevleri Dumbledore'u öldürmek ve biz bunu engelleyeceğiz. Dumbledore'un haberi olmayacak." "Neden?" "Çünkü Athycik, onun ölümünü seyredeceğime yemin ettim. Yaşlı bunak bilmeyecek. Nora size olanları anlatır." Draco bana sıkıca sarıldı. "Ne kadar sert görünsende kocaman bir kalbin var." Gülümsedim.
"Elemeleri yaptık. Kalanlar: Parkinson, Zabini, Nott ve Avery. Parkinson'u eleyelim, beceriksizin teki. Bence Zabini yapamaz, Nott da öyle. Avery diyorum." "Bende" "Bende" "Bende" "Bende" "Bende" "Sen ne diyorsun Hermione?" "Bence de Avery, garip hareketleri var şu aralar." "O zaman Avery'yi Stalklıyoruz."
Avery yi köşeye sıkıştırmıştım. "Selam Avery, Lordcuğuna daha zeki ve Dumbledore'u öldürebilecek birini seçmeliydi. Çok becerebiliyorsa gelsin, kendi öldürsün dünyanın en güçlü büyücüsünü." Başka birşey söylemeden uzaklaşırken Avery'nin yumruklarını sıktığına emindim. Koridorda ilerlerken biri koluma yapışıp bir sınıfa çekti, asamı çekip boğazına dayadım. "Kimsin? LUMOS! Nott?" "Benim prenses." İki eli havada mırıldanıyordu. "Bakın, bana tüm Slytherin evi Prenses diyorsunuz bişiy demiyorum ama sakın birinin yanında söylemeyin. Ne bu sınıfa sokmalar falan sorguya çeker gibi Nott?" "Bir uyarı diyelim Prenses, işlerimize burnunu sokma." Saçlarımla oynuyordu. Eline vurdum. "Kendine gel Nott. Kimi tehtit ettiğinin farkına var." Kolumdan tutup sertçe duvara yapıştırdı. "Malfoy'un koruması altında değilsin şuan ve sana istediğimi yapabilirim." Kolumu tutan elini yakalayıp ters çevirdim. "Beni iyi dinle Nott, kimsenin korumasına ihtiyacım yok. Sen Lord demeden burdan cesedini alırlar ve ben akıllarına bile gelmem. Aşağılık bir ölüm yiyen olduğundan Bakalığın haberi yoksa bu Voldemort istediği için değil, Dumbledore istemediği içindir. Hayatını borçlu olduğun Dünya'nın En Güçlü Büyücüsü'nü öldürmeye çalışmakta başarılar dilerim." Kolunu sertçe bırakıp cübbemi düzelttim. "Arkanı kolla Nott, artık kara listemdesin."
O günden sonra Nott ile düşmanca bakışıp duruyorduk ve ben sürekli Hermione ile plan yapıyordum. "Ne o, Slytherin Prensesi bulanıklarla mı takılmaya başladı?" "Ne o, Küçük Nott kıçını mı tekmelememi istiyor?" "Kes sesini Nott." "Sen karışma bulanık." "Ağzını toplamaya ne dersin Nott?" "Sen toplasana Prenses(!)" "Hermione asamı tutar mısın?" Yüzüne sağlam bir yumruk geçirdim. "Ağzını saçma salak cümleler için açacaksan bir dahaki sefer kırılan burnun değil tutamadığın çenen olacak. Biri şunu hastahane kanadına götürsün, soran olursa benim yaptığım söylenebilir." Hermione'nin kolundan tutup uzaklaşırken Ravenclawdan bir çocukla göz göze geldim. Sırıtıp göz kırptı. "Bi bitmediniz amk."
Draco Nott'un ağzına sıçacakken Athy, Harry ve Ron onu tuttu. "Abi sakin ol. Kız yapmış yapacağını." "Herife bak ya! Granger'a böyle yapsa sakin kalır mıydın Weasley?!" Bir kaç saniye düşündü. "Haklı. Ben bırakıyorum." "RON! Bana bak Draco, beni kıskanıp koruman hoşuma gitti ama cidden sakinleşmelisin sevgilim. Tamam mı?" Sakinleşmiş gibiydi, kafasını salladı. "O pis herif bi daha sana dokunursa onu öldüreceğim." "Sana kalırsa tabi. İty ağzına sıçar onun." Athy'ye gülümsedim.
Astronomi dersine geciktiğimden koridorda hızlıca ilerliyordum. Kolumdan biri tutup çekmeye yeltenince refleks olarak asamı boynuna dayadım. "Kolumla ne derdiniz var! Biri sınıfa sürükler, duvara çarpar! Kimsin?" "Sakin ol prenses, ben Edmuand Belanter. Cadılar Bayramı gecesi ne yapacaksın diye soracaktım." Cadılar Bayramını duyunca kalbim sıkıştı. "Ben... Sevgilim var Belanter." Hızlıca ordan uzaklaşırken Mızmız Myrtle'ın tuvaletine girdim. Hızlıca kravatımı çıkarıp bir kenara fırlattım, nefes alamıyordum. Myrtle'ın sesini duydum."Burda ne arıyorsun?!" "Ben...ben şey... Ölülerle konuşabiliyor musun Myrtle?" Sorduğum soruyu beklemediği açıktı. "Garip bir durum. Neden?" "Ben 15 yıl önce Cadılar Bayram'ı akşamı annem ve babamı kaybettim. Sadece onlara onları çok sevdiğimi ve onları yarın ziyaret edeceğimi söyler misin?" "Denerim. Üzülme Potter, öğrencilerden duyduğum kadarı ile iyi birşey uğruna öldüler." "Biliyorum Myrtle sağol. Ne kadar teşekkür etsem az. Yine uğrarım, görüşürüz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkizim | Chasity Lily Potter
FanfictionYa yetimhanenin birindeki Deli Potterhead kız kendini Hogwarts'ta, ikizi Harry Potter' ın zamanına giderken bulursa ne olur? Eh, bir gözat derim.