Bölüm 6 - BEKLENMEYEN İTİRAFLAR

337 26 5
                                    

Okulun merdivenlerini kaçar kaçar çıktığımı kestiremiyordum. Kalbim, kaburgalarımı zorluyor düzgün nefes almamı engelliyordu. Zihnimi talan eden Rubert’in beni uzaktan izleyen görüntüsü içimde bir şeylerin havalanıp deli gibi uçmasını sağlıyordu. Onunla konuşmak, her şeyden önce onu sorgulamak yerine o gece yaptığı için teşekkür etmek istiyordum. Peki, neden benimle konuşmayı bırakmıştı? Küçücük bir olumsuz şeyin içimdeki havalanan şeyleri öldürmesine izin vermeyecektim.

Neredeyse yarım saatim vardı. Yarım saat sonra Lakewood’a en yakın olan Golden Gate Kanyon Park’ına gidecek ormanda mantar türlerini araştıracaktık. Evet, lanet biyoloji dersi…

Merdivenleri geçip sağa döndüğümde onu büyük camın önünde kitap okurken gördüm. Koridorda hiçbir öğrenci olmamasını fırsat bilerek ona doğru yürüdüm. Geldiğimi hissetmiş gibi başını kaldırıp bana baktı. Seri bir hareketle kitabını kapatıp montunu da aldığı gibi doğruldu gitmesine izin vermemek için hızlı adımlarla ona yaklaştım.

“Rubert, biraz konuşabilir miyiz?”

“Hayır.” Ses tonunun keskinliği bütün cesaretimi yıkacak türdendi fakat bir kez daha denemek için ona doğru atıldım. Bana sırtını dönmüştü, dirseğini kavrayarak bana dönmesini saplayacaktım ama o an ne kadar güçsüz olduğumu, onunda duvar kadar sert olduğunu anladım. Kıpırdatamamıştım bile. Gözleri dirseğindeki elime kayınca bakışlarıyla beni öldürecek sandım.

“Rubert.” Diye mırıldandım. “Lütfen biraz konuşalım. Sana söy...”

“İşim var Diana.” Dedi dişlerinin arasından “Konuşamayız.” Ve aniden kolunu çekerek beni üzüntüden, hayal kırıklığından afallattı. Sadece teşekkür edecektim. Bana yaptığı onca iyilik arasından bu sır gibi kalan iyilik için ona teşekkür edecektim. Ama o bomboş koridorda kibirli bir şekilde yürürken beni arkasında bıraktı.

“Ben Jackson ile eş olurum!” dedi. “Diana ile başkası eş olabilir.” Rubert’in kükrer gibi sesi bana yapılmış bir hakaretti. Benimle eş olmak yerine sınıfın en salak çocuğu Jackson ile eş olmak istemişti. Gruptaki herkes kafalarını bana çevirip vereceğim tepkiyi beklerken yanaklarımın kızardığını hissettim. Saçlarımı öne düşürdüm ve şuan saçlarımda olsa bir şeylerin arkasına deli gibi saklanmak istiyordum.

Bayan Becker “Rubert sorun çıksın istemiyorum. Herkes söylediklerimle eş olup araştırmalara başlasın. Hepinizin bir saati var.” Diye konuştu, sesini duyurmak için hafiften bağırıyor gibiydi. “Bir saat sonra herkes dağıtacağımız pusulalarla buraya gelecek!”

Grubun en arkasında, ağaca yaslanarak krem rengi montumun cebine soktuğum ellerimi deli gibi sıkarken bütün sinirimi ellerime veriyordum. Bir şeyleri yumruklamak istiyordum.  Yanımda zorla durduğunu bu kadar belli etmek zorunda değildi. Bana verilen pusulayı sinirle montumun cebine attım. Rubert’ta ağır adımlarla yanıma yaklaşıp beni farklı yöne yürüttü. Arkasından yürüyordum ve bu bana verilmiş ekstra onu izleme fırsatıydı.

Geniş omuzlarında ve heybetli vücudunda siyah mont onu inanılmaz yakışıklı gösteriyordu. Saçlarının kuzguni siyahı, gözlerinin griye kaçan o muhteşem rengi, (Gözlerini ilk konuşmamızda bana öğrenci işlerini sorduğunda görmüştüm) teninin tatlı rengini her şeyi aklıma kazımıştım. Onu izlerken kapıldığım bu düşünceler yüzünden suratımı istemsiz buruşturdum. Okuldayken konuşmak istemediğini söylemişti ve bu berbat bir duyguydu. Herkes dağılmıştı, şuan görüş alanımda kimseyi göremiyordum. Kimsenin sesini de duyamıyordum. Gruptan bu kadar uzaklaşmak paniğe kapılmama sebep olacaktı fakat bunun bilmeme rağmen hala Rubert’in peşinden bir şey söylemeden gidiyordum.

KUTSALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin