ARKADAŞLAR BU BÖLÜMDE DİANA'NIN İLERİ Kİ BÖLÜMLERDE NELER YAŞAYACAĞININ DA AZ ÇOK İPUCUNU VERDİM.
MEDYADA RUBERT'İN EVİ, DİANA'NIN DÖVMESİ VE SİYAHLI ADAM VAR.
İYİ OKUMALAR...
Bozulmuş suratı öylece beni süzerek tam karşımda duruyordu. Kaçıp gitmek isteyen tarafıma baskın gelen karşılaşma isteğimdi beni orada tutan. Sormak istiyordum. Neden bunlara tanık olduğumu? Neden bana böyle bir şey yaşattığını? Sadece tesadüf müydü? Hepsini ona sormak aklımda ki soruların bir kısmını öldürmek istiyordum.
"Sen." Diye fısıldadım. Boğazım ve dudaklarım kupkuru olmuştu.
"Diana." Keskin ses tonu bilincimi yerine getirmişti.
Cümlesini keserek "Adımı biliyorsun." Dedim.
Vücudunun yarısını sakladığı ağacın arkasından uzaklaşarak bana doğru yürüdü. "Defalarca kez siparişimi aldın unuttun mu? Yaka kartında hep önlüğünün üstünde."
Bir süre beni incelerken konuşmayacağımı anladığında "Korkuyorsun." Dedi.
Bakışlarımı başka tarafa çevirdim. "Afolabi'yi öldürdün." Fısıltım çok çaresiz çıkıyordu. "Ve kaçtın. Beklemediğim gecenin bir yarısı buraya geliyorsun."
"Evet."
Gözlerimi kocaman açarak ona öylece baktım. Takındığı umursamaz tavır beni korkudan bir kez daha titretti. Bunu ona belli edip kullanmasına izin vermeyecektim.
"Evet mi?" Şaşırarak kollarımı önümde bağladım.
"Evet." Dedi tekrar. Aynı tavrını hiç bozmuyordu. "Neden soruyorsun. Gerçekliğinden bir şüphen mi var? Bunu önünde yapmıştım."
Kanımı donduran konuşması gerçekten bende çığlık atma isteği yaratıyordu. Etrafta biri var mı diye öylece bakındım ama kimse yoktu. Birazdan Rubert nereden olduğumu merak edip bahçeye çıkacaktı.
"Neden yaptın?" sadece dudaklarım kıpırdıyordu.
Mantıklı bir sebep sunmasını bekliyordum ama hiçbir mantıklı sebep ölümü gerektirmiyordu ki. Hiçbir cevap beni tatmin etmeyecekti. Eğer böyleyse neden hala konuşuyorduk.
"Neden öldürdüğümü mü, yoksa bunu neden önünde yaptığını mı soruyorsun?"
"Her ikisini de."
"Senin görmemen gereken bir şeyi dikkatsizliği yüzünden sana gösterdi onu bu yüzden öldürdüm." Durdu. Etrafta bakışlarını gezdirdi ve gülümseyerek eve doğru baktı. "Bunu görmen gerekiyordu bu yüzden de önünde yaptım."
Gerçekler anlamam için teker teker suratıma çarparken dışarının soğukluğunu hissedemiyordum bile.
"Onu..." Dudaklarımı ısırarak elimi saçlarımın arasında gezdirdim. "Onu benim yüzümden mi öldürdüğünü mü söylüyorsun?"
Cevabın hayır olmasını dünyada daha önce istemediğim kadar çok istedim.
Bana bakmadan "Evet." Dedi. "Onu öldürmek istemedim. Ama bunu yapmamalıydı. Ama daha dikkatli olmasını söylemiştik."
Bahsettiği çoğul kişileri kastederek soru sorar bir tonla "Siz." Diyerek fısıldadım. Başımı önüme eğerek daha güçlü olmayı diledim.
"Konsey." Sesiyle tekrar ona baktım.
"Konsey mi?" Tanrı aşkına bahsettiği konseyde neydi? Uluslar arası bir birimde mi çalışıyordu yoksa. Yoksa FBI ya da CIA gibi gizli kuvvetlerin içinde olduğu bir cinayete mi karışmıştım. Neler oluyor Böyle?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTSAL
Fantasi"Hayır." diye bağırdım inatla. "Söylediklerinizin hiçbirini kabul etmiyorum. Ben bu değilim. Ben canavar değilim. Bugüne kadar nasıl yaşadıysam bundan sonrasında da o şekilde devam edebilirim. " Böyle olmayacağını adım gibi biliyordum. Ama kabulle...