9.bölüm

28.3K 1K 101
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Hepinizi çok seviyorum cancazlarım ;)

Yüzü o kadar yakınım da ki biraz daha yaklaşsa burnu burnuma değecek radde de.

Gözlerini sımsıkı kapatıp açtı. Napıyon zalimin oğlu. Peki ben neden bu kadar etkileniyorum şu an ki durumdan?

Uzaklaş çocuk uzaklaş! Beni duymuş gibi yüzü yana kaydı ama geri çekilmedi aksine daha çok yaklaştı. Beni duydu demiştim değil  mi? Hani duymuştu bu ? Dudaklarını yanağıma bastırdı. Rahatlamış gibi hissetsem de dudaklarının değdiği yer cayır cayır yanıyor. Sanki alev alacak gibi hissettiriyor.

Gözleri gözlerim de geri çekildi ama aramıza mesafe koymadı.

"Daha iyi misin? Rahatladın mı?"

Tabi canım çok rahatladım. O kadar rahatladım ki anlatamam. Yüzün bu kadar yakınımdayken aşırı rahatım(!)
Bunları söyleyemeyeceğime göre sadece başımı salladım.

"Teşekkür ederim. Sayen de."

"Ben bir şey yapmadım sadece içimden geçenlerle sana yardımcı olmak istedim."

Yavaşça ayağa kalktı. Kalktığını görünce ben de ayaklandım. İçimden geldiği gibi bedenimi ona doğru  çevirim. Kollarımı boynuna sardım. Burak ta olduğu  kadar kendimi güven de hissetmem ne kadar doğru? Elleri belimdeki yerini alırken burnunu saçlarımın arasında nefes alırken hissettim. Kendimi istemesem de geri çekgim. Onun kollarının arasından ayrılırken sol yanağına varla yok arası gitsek nefesimle birlikte buse kondurdum.

***

Uyumaya çalışma çabalarım sonuç verirken yaptığım eylem uzun sürmedi. Rüyam da Burağı ,abimi, yanarak ölürken ismimi haykırdığını görerek uyandım. Bu durumdan bu kadar etkilememeliydim. Sadece bir rüya.  Gerçek değil. Ona bir şey olmadı. Kötü bir şey olsaydı haberimiz olurdu. Olurdu yani değil mi?

O gittiğinden beri ilk defa rüyalarıma giriyor. Hem de yanarken ismimi haykırdığını görmek. Gözlerimi kapattığım da yine o anları yaşıyormuş gibi aniden açtım.

Bu yapacağımın gururumu zedeleyeceğini bile bile telefonumu elime aldım. Telefon numarasını telefonumdan silsem bile aklımdan silemediğim için numarayı yazarak yeşil butona bastım.

Telefonu kulaklarıma dayadığım da bu yaptığımın amacını sorguluyordum. Beni bırakmış bir insanı aramam...

Kulağımdaki telefondan arandığına dair sesler yükselirken ani bir şekilde  vazgeçip telefonu kapatacağım an diğer taraftan sesi duyuldu.

"M-Melis, güzelim."

Sesini duymamla gözlerimi sıkı sıkı kapattım. 4 yıl sonra yıllardır duymadığınız herşeyiniz olan adamın, abinizin, ilk aşkınızın  sesini duymak  o kadar değişik bir duygu ki. Anlatılmaz yaşanır dedikleri bu olsa gerek. 

Bizimkilerin hiçbirinin irtibatı kesmediğini bilmeme rağmen bir tek ben konuşmuyordum.

Ağzımdan firar eden hıçkırığa engel olamadım tıpkı gözlerimden birer birer intihar eden yaşlar gibi.

Doğru söylüyordu ben abimi silememişim onu ,onun sesini o kadar özledim ki.

"Beni bıraktığın için seni asla affetmicem."

Ağlamama rağmen sesimin kısık çıkmasına rağmen hiçbir pürüz yoktu. Aksine net ,kararlı ve bir o kadar duyguyu ifade eden bir ton vardı.

Seni affetmeyeceğim derken keşke yanım da olsan sadece sarılarak uyusak hiç konuşmasak dediğimi hissetti mi acaba ?

"Melis, güzelim yapma bak canım acıyor. Kalbim sanki duracakmış şu an ölecek bir daha seni göremiyecek, sesini duyamıyacak gibi hissediyorum."

Telefonumu kapatıp yatağının üzerine bıraktım. Cenin pozisyonu alarak aradığı tüm aramaları  cevapsız bırakırken  geceyi hıçkırıklarım sardı.

Payidar ~Mahalle KlasiğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin