28.bölüm

20K 709 19
                                    

Nil'den 🎈

Elim aşık olduğum adamın ellerinde peşinden birazcık sürüklenerek te olsa tahmin ettiğime göre sahile doğru gidiyoruz. Ellerimin ellerine kenetli oluşu o kadar iyi hissetiren bir şey ki. Serkan'ın elleri ne kadar da güzelmiş ama yahu.

Onun ellerine odaklanmışken birden durdu. Eline baktığım için kafamı sırtına vurdum. Elimle alnımı ovarken Serkan bunun farkında bile değildi. Onu bu hâle ben sokmuştum farkındayım ama sanki bu duruma gelmemiz zorunlu gibiymiş gibiydi. Yıllar önce bir ilişkiye başlamış olsak o an ki yaşımız itibariyle en ufak bir konu da tartışacak ve şuan birlikte olamayacaktık. O gurur yapar ve onu bir daha göremezdim. Ben de ondan aşağı kalır yanım yoktu ya hani. Başıma ne gelirse inadım yüzünden geliyordu.

"Sen beni delirtmek mi istiyorsun?"

Denize doğru haykırışıyla bedenim sanki yaz da  değilmişiz de kışın en soğuk gününde  gibi titredi. Bir iki adım geri gittim. Hiddetle bana döndü. Sesi çok  yüksekti.

"Ne yapmaya çalışıyorsun anlamıyorum. Anlayamıyorum. Beni sinir hastası yapmaya çalışıyorsan çok doğru yoldasın. Yıllarca benden uzak durdun. Biz olabilecekken sen ve ben olduk. Aradaki farkı anlıyor musun? Sen ve ben biz değil. Bir arada degil. Ayrı ayrı. Bu beni bitiriyor. Gücüm kalmadı benim Nil. Hayatımın son dakikasını yasıyormuşum gibi geçiyor  her saniyem. Ben böyle bir hayat istemiyorum ki. Ben seninle bir hayat istiyorum. Benden, senden, duygularından,sana olan duygularımdan aşkımdan kaçmanı istemiyorum. Nil artık sen ben değil, biz olalım istiyorum."

Sonlara doğru sesi tükenmiş artık sesimi duy dercesine çıkmıştı. Sağ gözümden akan yaşı diğerleri de takip etti.

Serkan ağladığımı görünce  seslice küfür etti.  Yanıma gelip biraz önce  dalıp gittiğim elleriyle yanaklarımı kavradı. Baş parmaklarıyla göz yaşlarımı tek tek sildi. Yüzü acı çeker gibi hâl aldı.

"Ben ağla istemiyorum ki . Artık yüzündeki gulumsemelerinin sebebi olmak istiyorum."

Derince iç çekip kendimi toplamayı bekledim kısa bir an.

"Korkuyorum. Anlıyor musun? Yıllarca bizden kaçtım. Çünkü birlikte olmuş olsaydık iliskimiz en küçük fırtına da alabora olacaktı bitecekti. Küçüktük. Duygularımız oturmamıştı. Ayrıldığımız da sen de ki olan inat la ben de ki inat yollarımızı bir daha kesiştirmeyecekti. Biz biz olamadan yok olacaktık. İnan ki benim de dayanacak gücüm kalmadı. Sana delicesine aşık ken kaçmaktan çok yoruldum. Istediğim gibi sana dokunamamaktan bıktım. Seni istediğim gibi sevememekten usandım. Ben sadece seni istiyorum ama seni bir daha görememekten korkuyorum?"

Konuşmam bittiği an ağzımdan istemsiz hıçkırıp firar etti. Kontrol edecek gücüm de kalmamıştı ya. İstemiyordum da artık . Kaçmak istemiyordum. Anı yaşamak istiyorum. İçimden nasıl geliyorsa öyle.

Beni kendine çekip bedenimi kollarıyla sardı. İçine sokmak ister gibi. Sımsıkı. Beni sakinleştirmek için saçlarıma küçük küçük buseler kondurdu. Hiç bir şey söylemiyor aksine sakinleşmemi bekliyordu.

Kendimi daha iyi hissedince geri çekildim. Bu sefer elleri saçlarımı sevmeye başladı. Yıllardır  bu anı bekleyip hayalini kur ve gerçek olsun. Saclarımla uğraştıktan sonra ellerimi elleriyle tutup üstünü okşamaya başladı.

"Nil artık bana sevgini göster hissedebileyim. Sana doya  doya sarılabileyim . İçimden geldiği gibi güzelim gözlerine doya doya bakabilim. Korkularını bir kenara at. Çünkü bu tuttuğum eli bir daha bırakmak gibi bir niyetim yok istemiyorum. Evleneceğim kadın da çocuklarımın annesi de sen ol."

Son çümlesinde geçen gün onu öyle dedi diye bıçakla kovalama sebebime değindi. O gülünce istemsiz ben de güldüm. Gözlerim yaşlı ama sevdiğim adam gülüyor diye güldüm.

Ellerimi tutan ellerini güven ister gibi sıktım.

"Ne olursa olsun çekip gitmek yok. Hele beni bırakmak hiç yok. Yolarım yoksa seni. Duydun mu beni?"

Kafasini geri atarak güldü. Havaya güler gibi. Bir şah eser misali. Belimden tutup kendine çekti beni alnını alnıma yaslarken  bir diğer eli yanağımı kavradı.

"Sana yemin ederim gitmek yok. Senden gidecek ayaklarım kopsun. Peki sen?"

Yanağına elimi koydum. Kafasını yana eğip yanağını elime iyicene yerleştirdi.    Hınzir gülüşümle cevapladım onu.

"Senden gitmek mi ASLA!"

Dudaklarımı dudaklarıyla buluşturdum. Dudağının gerilmesiyle gülümsediğini anladım. O da gecikmeden öpüşüme  karşılık verdi . Etrafta kimse yok dünya da bir tek biz var gibiydik. Anı yaşıyorduk. İkımizin de istediği gibi. Bundan sonra ayrı kalmak yok . Serkan'ın dediği gibi biz olma vaktiydi artık.

Ben bu adamı ölümüne seviyordum, seviyorum, SEVECEĞİM...

Kısa da olsa Nil'den bir bölüm. Veee mutlu bir son🙃

Payidar ~Mahalle KlasiğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin