Bugün büyük gün. Yani alçım çıkıyor yoksa Uraz la evlenmiyorum. Bu alçı denen illet çok kötü bir şeymiş çok iyi anladım. Hele kırığın ağrısı düşman başına. Sıcakta o alçıyla durmak ölüm zaten. Allahtan klima çalışıyor da sıcaklığı pek aramıyorum.Bu bir ay boyunca daha doğrusu ilk iki hafta Uraz her fırsatta yanımdaydı. Ama şirkette işe başladığı için önceki kadar sık göremiyorum onu. Sabahları işe gitmeden bir de akşamları bir kaç saat geliyordu bize.
Bizimkiler mi?
Nil ve serkan sonunda sevgili olmuşlardı. İkisinden de ayrıntıları istemiştim. Çok mutlular. Ben de onlar için aşırı mutluyum. Lale abla yıllardır çabaladığı mesleğine kavuştu. Efe abinin yıllık izni bitmiş ve abim de özel bir hastane de beyin cerrahı olarak işe başlamıştı. Derin tatilde bile fırsat buldukça ders çalışıyor. Mertin de sevgilisi varmış ama ayağım bu halde olunca kılasım sarsılır diye gelin hanımın gelmesini kabul etmedim. Böyle görümce imajı çizemezdim ya. Ayakta sapsağlam durmalıydım.
"Abiii! Beni tuvalete kadar bırakıver."
Ha söylemeyi unuttum. O deynekleri ,olmasına rağmen, kullanmamıştım. Napim canım azıcık nazlıyım. Onlar da çekiversin ne olacak yani? 1 aydır kendimi ev icin de taşıtıyordum. Abim itiraz etmeden yapıyordu. Mert te öyleydi ama son hafta bıktırmış olabilirim. Ama benim suçum değil ki bağırsaklarım bozulmuş heç.
Kapıdan abim ya da mertin girmesini beklerken Uraz girdi. Ben daha yeni tuvalete mi götür demiştim? Nalet girsin.
"Götürürüm güzelim."
Sırıtarak beni kucağına aldı. Yüzüm domates gibi kızardığına eminim. Senin şimdi mi geleceğin tuttu. Iki dakka sonra gelsen ne olurdu? Geldiğine bile sevinemiyorum. Rezil olmuştum.
"Melis kızarıp durma. Bir tek tuvalete sen gidiyor gibi davranma. Bilmem farkında mısın biz tüm insanlar ihtiyaçlarını görmek için tuvaleti kullanıyoruz. Bunları konuşmak bile saçma. Sen böyle herşeye utanmazdın. Noldu Melise?"
Haklıydı ama istemsiz oluyordu. Sevdiğimi bile söylemediğim çocuğa dolaylı da olsa beni tuvalete götür diye bağırmıştım.
"Birşey olduğu yok. Ben herzaman ki Melisim. Sadece alışık değilim bizimkiler dışında birinin tuvalete kucağında götürülmeye."
Tuvaletin kapısında durunca daha da bir kızardım. Gören de gerdeğe girecek kız sanardı beni.
Kapıyı açıp beni tuvaletin dibine indirdi. Dengemi sağlamak için koluna tutundum. Dengemi sağlayınca elimi kollarından çektim. Konuşunca yüzüne baktım.
"Asya teyzeyi çağırma mı ister misin?"
Ayağım kırıldı. Başka bir yerim değil demeyi çok istedim. Ama sadece istedim.
"Gerek yok. Teşekkür ederim." Deyip tebessüm ettim.
"Teşekkür etme. Ben kapıdayım işin bitince seslen gelirim."
O çıkınca ayağımda son gününü yaşayan alçıyla ne kadar hızlı olursa o kadar hızlı işimi halledip elimi yıkadım. Şimdide seslenmem gerkiyordu. Uraz diye mi abi diye mi?
"Şey gelebilirsin."
Yine mi şey? Başka bir şey bilmezmisin kızım sen. Apışıp kalınca hemen şey. Bu şey den kurtulmalıyım bir an önce.
Kapıyı açıp ilk önce kafasını uzattı daha sonra kapıyı tamamen açıp bana doğru yaklaştı. Eğilip önce bir elini bacaklarının altına bir diğerini belime koyup beni kucağına aldı. Az öncekine göre daha rahat gibiydim. Tuvaletini yaptın ondan dır diyen iç sesim kes sesini paçoz bakışımı attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Payidar ~Mahalle Klasiği
HumorMahalle klasiği. Kardeş gibi büyümüş olsakta kaderin bir araya getirdiği kişilerdik biz... 24.09.20 ~Payidar #1 21.12.20 ~Sonsuz #1 22.12.20 ~Mahalle#1 17.01.21 ~Kardeş#1