Eve gelip üzerimizi değiştirmek üzere ayrılmıştık. Askılımla rahat oynayamazdım ve erkekler de de pantolon sıkıntı olacağı için çözümü üzerimizi değiştirmekte bulmuştuk.Dolabım da özel olarak yaptırdığım formayı arıyordum ama bir türlü bulamıyordum. Bayadır futbol oynamadığımız ve formamı giymediğimi ele alırsak yerini bilmiyordum. Dolabın altını üstüne getirerek en sonunda köşede bulmuştum. Zaferle gülümsedim.
Mavi rengin de bir formaydı. Arka da Melis yazıyordu numaram da da uğurlu sayım olan 12. Abime bunu almak için yalvarmıştım en sonunda dayanamayıp almıştı. Formamı aldıktan sonra ne zaman futbol oynarsam beraber yaptırdığımız formayı giymiştim.
Tozluklarımı da giydim. Bir tek kramponlarım kalmıştı. Onu da giyersem tamamdım. Dolabının yanında mavi olan kramponlarımı kutusundan çıkarttım. Annem ayakkabılıkta çok yer kapladığı için odama götürmemi istemişti. Benim de canıma minnetti. Kutusunda ne güzel duruyordu.
Kromponlarımı da ayağıma geçirdim. İşte bu. Tamamdım artık. Kapıyı açıp odamdan çıktım. Aşağı indiğim de abimle Mert te hazırlardı. Benim formamın bir eşi olan abimin kendisi için yaptırdığı formayı giymişti.
Beni görünce içtenlikle gülümsedi. Ona ben de gülmek istesem de kendimi zorla durdurdum . Bir tepki vermeden Merte gülümsedim. Çok tatlı olmuştu köpek. Fenerbahçe formalarını giymişti o da.
"Hadi çıkalım artık. Çok oyalandık. "
Heyecanlıydım Uraza da kendimden çok emin konuşmuştum. Kendime güvenim tamdı. Bir kaç aydır oynamıyordum sadece. Uraz da hakkını yiyemem çok iyi oynuyordu. Beraber oynamamalı yıllar olmuştu aynı abimle oynamadığım gibi.
Benim konuşmamla ikisi de ayaklandı. Evden çıkıp mahallenin halısahasına geldik. Muhtar amcamız sağ olsun . Içinde futbol topları da vardı. Diğerleri gelmiş ısınmak için birbiriyle paslaşıyorlardı. Bizden başkaları da vardı. Mahalleden olduklarını biliyordum ama isim olarak tanımıyordum. Bir tek Cenk i tanıyordum. Çok ta severdim. Bizden bir kaç yaş büyüktü. Ama hep Cenk olarak hitap ederdim.
Köşe de duran topu alıp sektirmeye başladım.
"... 97, 98 ,99 1-"
Ayağıma uzatılan bir başka ayakla dengemi kaybedip top ayağımdan yere yuvarlandı.
Sinirle kafamı kaldırıp top sektirmeme engel olan şahsiyete baktım. Uraz mı? Bugün benle ne derdi vardı bu çocuğun.
"Hayırdır abisi noldu? Güçlü bulunca beni engellemeye mi geldin?"
Abi diyince kasılan çenesini dişleri kırılacakmış gibi sıkıyordu. Belki de bana öyle geliyordu.
"Yeniden abiye döndük demek."
Doğru görmüştüm demek. Güzell.
"Sakıncası mı var?"
Kaşları çatık kızgın boğa ağzında cik sesi çıkarttı.
"Hayır yok. Bu kadar fazla sektirip dikkatleri üstüne toplama diğerleri bakıyor."
Kıskandın mı sen? E o zaman biraz daha kıskan. Memnuniyetle gülümsedim.
"Baksın benim açımdan sıkıntı yok. Senin açından neden olsun ki?"
Bir yer de de haklıydım. Sonuçta sevgilim ya da nişanlım değildi ki.
"Melis. Güzelim. Bilerek mi yapıyorsun bunu? Çok sinirimi bozuyor."
Anlamamış gibi safa yattım. Böylesi daha zevkli oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Payidar ~Mahalle Klasiği
HumorMahalle klasiği. Kardeş gibi büyümüş olsakta kaderin bir araya getirdiği kişilerdik biz... 24.09.20 ~Payidar #1 21.12.20 ~Sonsuz #1 22.12.20 ~Mahalle#1 17.01.21 ~Kardeş#1