5. Bölüm:DURU ATEŞ

1.9K 123 47
                                    

Sia-I'm still here

"Bir daha ağlama, ağlayınca çirkin oluyorsun."

Susmak... Sessizlik... Ve ben... Şimdi fark ediyordum da ben daha önce bu kadar uzun süre sustuğumu hatırlamıyorum... Ben daha önce değil bu kadar susmak konuşmadan yapamamıştım bile. Geçirdiğim şokun ardından öylece odamda duvarlara bakıyordum. Odamın kapısının karşısında öylece boş boş duvarlara bakmaya devam ediyordum. Ağlamıyordum çünkü ağlayacak gücüm daha fazla kalmamıştı. Babamın neden bu kadar gündür aramadığını anlıyordum yeni ailesiyle olmalıydı. Hah, yeni ailesi... Aptaldım evet evet tamamen aptaldım. Nasıl bu kadar zamandır anlamamıştım. Bana asla tuhaf gelmeyen davranışlarını nasıl anlamamıştım. Ben okulda olan Müge'nin aptal olduğunu söylerdim ama asıl aptal bendim...Ve şuan bir şey fark ediyordum da onlar babamın yeni ailesi değildi onlar babamın tamamen ailesiydi. Bizse aslında hiç ailesi olamamıştık. Hayatımda en değer verdiğim kişinin babam olduğunu söylerdim annemle babam boşandıktan sonra bu böyleydi ama şimdi fark ediyordum da hayatımda en değer verdiğim kişi onlar ayrılmadan önce annemdi... Annem bana neden boşandıklarıyla alakalı hiç açıklama yapmamıştı yani bir nevi beni kırmıştı. Bense hayatımda en değer verdiğim kişiden aldığım tekmeyle babamın sıcak sevgisi bu kızgınlığımın üzerini örtmüştü yani dolayısıyla babam her şeyim olmuştu ama bilmiyordum ki babam aslında hiç bir şeyimdi...

Kapıdan gelen tık tık sesiyle irkildim. Ama bu basit bir irkilme değildi benim için bu benim için sanki yerin titreyip beni sallandırmasıydı. Kapının açılmasıyla gördüğüm şokla daha fazla irkildim. Burda ne yapıyordu? Elinde bir dosyayla öylece bana sonrada gözlerime baktı. Ne vardı ki gözlerimde de bu kadar bakıyordu?

"İyi misin?" Ben ona ilk defa insan görmüşcesine bakarken o hala gözlerime bakıyordu. Gelen kişinin kim olduğunu tahmin etmişsinizdir. Henüz birkaç gün önce hayatıma giren okulda gördüğüm ve annemin yeni ortak olduğu şirketin sahibinin oğlu Sarp Demir... Üzerime doğru bir iki adım atıp tam karşımda durunca eğildi. Ona boş boş bakarken sağ elini tereddütle kaldırdı gözlerimin çevresinde bir tur yarım daire şeklinde çevirince irkilmem daha da arttı.

"Ne yapıyorsun?" Elini göz çevremde sorduğum soruya rağmen çevirmeye devam etti. Buna artık bir dur demem lazımdı çünkü bana böyle dokunmasını istemiyordum. Sağ elinden tutup geriye doğru ittim. Yaptığım şeye karşılık tek kaşını kaldırıp bana baksada umursamadım. Bunun yerine aklıma gelen soruyu ona sordum.

"Ne işin var burada?"

"Babam projenin başlayabilmesi için imzana ihtiyacı olduğunu söyledi. Bana da bu dosyayı verdi. İmzalayacakmışsın." Ellerimle dosyayı ver dercesine ona uzattım kalem dosyanın tam üzerinde olduğu için önümde olan art arda üç sayfayı imzaladım. Dosyayı ona uzatıp almasını bekliyordum ama o hala benim gözlerime bakıyordu. O odadan çıktıktan sonra ilk işim önümde aynadan kendime bakmak olacaktı.

"İyi misin?"

"Nasıl olduğum seni ilgilendirir mi?" Yüzünün kasıldığını gördüm. Benden böyle bir cevabı asla beklemiyordu biliyorum ama aslında bende kendimden beklemiyordum.

"Haklısın ilgilendirmez." Ayağa kalkıp odadan ayrılacakken telefonumun çalmasıyla durdu. Telefonumdan kimin aradığına baktım. Babam arıyordu Beni.Babam.Arıyordu.

Sakin ol, çok sakin, fazlasıyla sakin...

Telefonu açıp yanıtladım ama sesimi bile çıkaramadım.

"Babasının prensesi." Başka prensesin yok muydu baba demek istedim ama kendime engel oldum. Aslında bakarsan kendime engel olmamam gerekiyordu kendime engel olmamam lazımdı.

SADECE SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin