39.Bölüm:Hayal Kırıklığının Eşiğinde

1.1K 68 66
                                    

Bölüm sonu yorumlarınızı bırakmayı unutmayın❤️

***
Hayal kırıklığının eşiğinde savruldum bugün. Yine ve yine.
***

Küçükken çikolatalı pastanın tadına bayılırdım,özellikle muzlu ya da çilekli olanlara. Ağzıma attığımda çileğin o bana verdiği tat keyfimi bir saniye de yerine getirirdi. Hele içi bir de sosluysa o pasta işte benim pastamdı.

Şimdi önümde bir dilimlik bir çikolatalı pasta var ama baktığımda hissettiğim tek şey midemin bulanması.

Neredeyim? Otelde. Hani şu sahip olduğum otel. Çünkü gidecek bir yerim yok,gidecek kimsem yok,yanımda olan bana destek olan yine kimse yok.

Ailem yok mesela,Sarp Demir yok.

Ve zaten olmasında o günden sonra.

Savaş Avcı yok mesela yanımda. Dün ona kendimi bırakmıştım evet ama çoğunluğu sarhoşluğum yüzündendi,işte onunla ilgili,ikimizle ilgili bilmem gereken bir şey daha. Asla yanında sarhoş olmamalıyım ve hatta ikimiz de asla aynı anda sarhoş olmamalıyız. Yoksa ne olur tahmin bile edemiyorum.

Yatağında mı olurum? Yoksa ondan uzak her yerde mi?

İki şıkkı da istemiyorum.

Eskiden ben voleybol oynamayı da çok severdim,şimdi otelin oyun parkında oynayan çocukları görünce dudak büzüyorum sadece. Eskiden ben gökyüzüne bakmayı da çok seviyordum,şimdi baktığımda gökyüzü mavi olsa bile benim gördüğüm grilikten ibaret.

Eskiden uzun saçlarımı alıp iki yanımdan örmeyi de severdim ben,annem örerdi benim saçlarımı ya da Arya. Şimdi yanımda ne Arya var ne de annem.

Olmasında.

Eskiden ben kahveyi şekerli içerdim. Şimdi ise içtiğim kahve şekersiz,acı bir kahve. İçimdeki yangına en çok bu yakışırdı çünkü,hayatımdaki acının yanında kahvenin acısı neydi ki?

Eskiden uyumadan önce babam saçlarımı okşardı benim,bazı geceler onda kaldığımda. Ya da annemle babam boşanmadan önce. Bana masal okurdu,gitmesin diye sıkıca sarılırdım babama. Saçlarımı öperdi o da benim,saçların ne güzel senin derdi. Benim güzel kızım diye daha da severdi,o sevdikçe öyle mutlu olurdum ben. O sevdikçe kendimi o kadar şanslı hissederdim ki,iyi ki benim babamsın sen derdim,seni çok seviyorum derdim.

Şimdi saçlarımı okşayan ne bir babam var ne de beni seven.

Bundan birkaç hafta öncesine kadar yanımda olan biri daha vardı. Beni yalanlayan.

Artık o da olmasındı.

Birkaç gün önce de biri daha vardı,geceleri onunla uyuduğum,kokusunda sakinleştiğim; kollarının altında ısındığım,hatta sadece gözlerine bakarak ısındığım.

Şimdi o da yoktu yanımda.

Şimdi benim önümde bir dilim çikolatalı pasta vardı ama benim tek yaptığım pastaya öylece bakmaktı. Midem bulanıyordu belki de,yemek istemiyordum hiçbir şeyi. Bir şeyler de içmek istemiyordum. Tek yaptığım bakınmaktı benim zaten yapacak başka bir şeyim de kalmamıştı ki.

Otelin kafesinde daha fazla oyalanmadan çıktım. Buradakiler kim olduğumu biliyordu,babama şimdiden haberi uçurmuşlardı bile ama beni görmeye gelen bir babam yoktu ortada. Umursamıyor muydu beni yoksa yüzüme bakmaya utanıyor muydu?

Kendi kendime güldüm. O Özkan Ateş,Derin. Nasıl senden utansın değil mi? Seni umursamadığını niye kabullenemiyorsun ki? Sen hep onların gözünde ikinci tercih olacaksın,niye anlamıyorsun ki? Hatta baban için üç.

SADECE SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin