Bölüm sonunu lütfen okuyup görüşlerinizi belirtin, keyifli okumalar💜
Şarkıyı açıp okusanız daha iyi olur😌💜
***
Bazen ne yapacağını bilemez bir insan, bazen eli ayağı birbirine dolanır, bazen durur, bazen susar. Bazen çığlık atmak ister, yine de susar, bazen gülmek ister, yine susar. Bazen sabaha kadar bağırmak ister, ağlamak ister, yine susar.Gördüğüm kabuslar git gide artıyordu, her yeni gün başka bir kabusla kan ter içinde uyanıyor, her uyandığım da öylece susuyordum. Çığlık atmıyordum, bağırmıyordum, ağlamıyordum. Öylece susuyor, duvara bakıyor, kalkıyor, su içip yeniden uyumaya çalışıyordum. Her kabus görüp uyandığımda aniden kalktığım için Savaş her seferinde ben uyandığımda sanki uyanıkmış gibi aniden kalkıyor, ne görmüş olduğumu biliyor gibi geçti diyordu. Kendi kendime tekrarlıyordum bu kelimeyi, geçti diyordum, geçti, sadece bir kabus. Gerçek değil, hiçbiri değil, ama neden o kabuslarda çocukluğumu gördüğümü anlamıyordum. Neden bir odada kilitli kaldığımı gördüğümü anlamıyordum, neden saatlerce küçük bir odada ağlayarak dayak yediğimi anlamıyordum mesela. Neden bir yangını gördüğümü anlamıyordum.
Dahası bunların hiçbirini yaşamadığım halde gerçekmiş gibi gördüğümü anlamıyordum.
Sabah saat 10.42'de uyandım. Savaş benden önce uyanmış olacak ki banyodan sesler geliyordu. Duş alıyordu sanırsam. Tüm gece onu da doğru düzgün uyutmamıştım, günlerdir zaten doğru düzgün uyuyamıyordu, tam ben geldim, rahat bir uyku uyuyacak bu sefer de benim yüzümden uyuyamıyordu.
Yatakta bir sağa bir sola dönerken en sonunda susadığımdan kurumuş boğazımı suyla buluşturmam gerektiğini düşünerek yataktan kalkıp mutfağa girdim. Dolaptan bir şişe soğuk su çıkarıp olduğu gibi kafama dikerken boğazım serinlemişti. Şişeyi tezgaha bırakıp yeniden odaya, sıcacık yatağa, dönmek istediğimden adımlarımı doğruca odaya çevirdim.
Aralık kapıdan içeri girdiğimde onun henüz yeni üzerini giyindiğini gördüm. Pes Derin, çocuk daha doğru düzgün üzerini giyinmemiş, çırılçıplak sen bir de odasına direk dalıyorsun. Gereğinden fazla bakışlarımın onda oyalandığını anlayıp hızla gözlerimi ellerimle kapatırken, "Özür dilerim, üzerini giyindiğini bilmiyordum, gerçekten özür dilerim." diye sayıklıyordum bir yandan.
Kısık sesle güldüğünü duydum. Kıkırdaması tatlı bir melodi gibi geliyordu bana her zaman. "Sorun değil güzelim," dediğinde utançla kafamı salladım aşağı yukarı doğru. Ardından odadan çıkacakken telefonum çalmıştı. Yatağın üzerinde bıraktığımdan gözlerimi kapalı tutarak konuştum. "Üzerini giyindin mi?"
Görmesemde gözlerinin devirdiğini hayal ettim. "Sanki hiç çıplak görmedin beni Derin,"
"Gördüm Savaş, gördüm de alışmamı bekleme."
"Ben alışabilirim," dediğinde sesindeki eğlence yüzünden gözlerimi aralamıştım. Neyseki bu sefer üzerinde bir şey vardı. Sadece baksırı. Gözlerimi kaçırdım, ama kaşlarım da çatılmıştı. Boğazım da yeniden kurumuştu sanki, tişörtünün üzerine geçirdiğini görebiliyordum, her ne kadar tam şu an ona ters ters bakmak istesem de bakışlarımı kaçırmak zorunda kalıyordum.
"Her şeyi de bir fırsata çevirmesen olmaz mı?" diye sordum yutkunarak. Ona bakmamak için kendimle bir savaş veriyordum adeta. "Üzerimi giyindim," dedi tok bir sesle. "Yani dönebilirsin, ve evet her şeyi fırsata çevirmesem olmaz. Her an ikimizin de ne yapacağı belli olmuyor. Bir anda kavga ediyoruz, bir anda sen gidiyorsun, bir anda birbirimizi hiç tanımıyormuş gibi davranıyoruz. Bu yüzden Derin," Bana doğru bir adım attı. Ellerim yine istemsizce heyecandan terlerken üzerimdeki atlete silmemek için kendimi zor tutuyordum. "Her şeyi fırsata çevirmeliyim güzelim, fırsatım varken seninle daha fazla zaman geçirmeliyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE SEN
أدب المراهقينİzmir'den Istanbul'a geldiğinden beri hayatında doğru sandıklarının yalan olduğunu öğrenen bir kız hayatındaki tek doğruyla savaşıyor. Zaman içinde kim olduğunu dahi sorgulayan bu kız hayatında ki en büyük doğrusunu da kaybediyor. Düşünüyor kız kim...