"Bir yalan bir doğruyu ortaya çıkarıyorsa ona yalan demek ne kadar doğru?"
Karşımda gitarlarıyla olan iki gence bakıyordum. Onlar benim aksime hiç şaşırmış gözükmüyordu. Belkide gelmemi bekliyorlardı...
Bizim dışımızda birkaç kişi daha vardı. Onlar sanırım şarkı söyleyen taraftı. Sahne tarafına baktığımda bazı müzik aletlerini elinde tutan gençleri gördüm. Muhtemelen benim yaşımda olmalılardı. Hepsi kız değildi, hepsi erkekte değildi. Eh, bu da benim biraz işime gelirdi. Doğrusu bir sürü erkeğin arasında kalmak hiç istemezdim. Sarp ve Yiğit ellerinde gitarlarıyla bize bakıyordu. Duru ve bana..."Evet çocuklar size zaten anlattım sınıflarınıza gelip ama yinede tekrar anlatıyım. Biliyorsunuz ikinci dönemdeyiz ve son sınıflar olduğu için onlara böyle bir etkinlik düzenlemek istedik. Eğer seçilirseniz bu hem sizin yararınıza hem de bizim yararımıza olur çünkü istediğiniz üç arkadaşı da yanınızda getirebilirsiniz. Hazırsanız isterseniz başlayalım. Evet ilk kim çıkacak?"
Bir kaç kişi el kaldırıp sahneye çıktılar. Sıra olmuş Esra hocanın komutunu bekliyorlardı. Bir kız önce sahneye çıktı. Eline mikrofonu aldı. Önce kendisi söyledi. Yiğit gitarıyla şarkıya uyum sağlarken gerçekten de çok güzel çaldığını fark ettim. Kızın sesi güzeldi ama değildi henüz tam oturmamış gibiydi. Esra hocanın da yüzündeki ifadeden anladığım kadarıyla onu seçmeyeceğini anladım. Kız şarkısını bitirirken Esra hoca sıradaki için yol gösterdi. Bu sefer ki bir erkekti. Ve bu sefer gitarı Sarp çalıyordu. Çalışı... Yüksek bir uçurumdan atlarken son anda kurtulmuş ve o son anın verdiği rahatlık gibiydi. Ardından çocugun arkasından başka bir kişi, bir başia kişi ve bir başka kişi geldi. Ama Esra Hoca hala tatmin olmadı. Sonunda sıra Duru ve bana geldiğinde ürkekçe bir adım geriledim. Nedensiz bir şekilde heyecanlanmıştım ve ellerim titremeye başlamıştı. Esra hoca beni rahatlatmak istercesine önce Duru'yu çıkardı. Ben hala sesinin kötü olduğunu düşünüyordum. Müziğin her kesi bir arada tutabileceğine inanırdım ama o kız ve beni. ASLA
Duru yavaş adımlarla sahneye çıktı. Eline mikrofonu aldı. Bu sefer ona eşlik edecek olan Yiğit'ti. Yiğit nedensiz bir şekilde somurturken Sarp ayağa kalktı.
"Hocam Duru'ya ben çalabilir miyim?" duyduğum soruyla şoka uğrarken neden böyle bir şey yaptığını anlamadım. Ama neden benim de bu kadar kasıldığımı da anlamadım. Kim için çalmak istiyorsa çalabilirdi. Bu önemli değildi. Nedensiz bir şekilde aptal bir düşünce kaplamıştı zihnimi ve ben bu düşünceye göre aptal bir şekilde kafamı takmak istemiyordum.
Duru bir anda sanki mutluluktan havaya uçacakken gözlerimi Esra hocaya diktim. Esra hoca onay verince Duru mikrofona ve bana son bir bakış atıp şarkıya giriş yaptı.
Mabel MATİZ - Gel
Gel anla dikenimden
Güllerim uyansın bahçelerimde aaah
Gel öyle bir apansız
Ellerim yansın ah ellerindeGel arsız firar düş yollarıma densiz
Ben kaldım viran geçmez bu ömür sensiz
Bu dağlar taşlar şahidim olsun
Kalbime sırlarımı gömdüm
Aslı bende sureti kalsın
Ben görürüm ben aynasız daŞarkının iki sırasına böyle giriş yaparken düşüncelerimin aksine onunda sesinin güzel olduğunu fark ettim...
Düşüncelerimizde haksız çıktık be Derin...
![](https://img.wattpad.com/cover/230134740-288-k347916.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE SEN
Roman pour Adolescentsİzmir'den Istanbul'a geldiğinden beri hayatında doğru sandıklarının yalan olduğunu öğrenen bir kız hayatındaki tek doğruyla savaşıyor. Zaman içinde kim olduğunu dahi sorgulayan bu kız hayatında ki en büyük doğrusunu da kaybediyor. Düşünüyor kız kim...