33.Bölüm:Enkaz

1.6K 64 275
                                    

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın. Bölüm sonunda görüşürüz.

***
"Sana sahip olucak ne yaptım?"

"Beni buldun."
***

"Nasıl hissediyorsun?"Diye sordu elindeki anahtarı sehpaya bırakarak. Güldüm.

Keşke bir şey hissetseydim.

Yanından ayrılacakken kolumdan yakaladı. "Derin..." dedi. Nefes aldı. "Soruma cevap ver."

"Bunu anlayamazsın."

"Anlamamı sağla."

Nasıl anlatacağımı biliyordum. Bir adım attım ona doğru. "Öp beni."dedim tek nefeste. Kaşları aniden havalandı.

"Ne?"

"Anlamak mı istiyorsun? O zaman öp beni."

"Sen iyi değilsin."

"Çok uzun zamandır iyi değilim Savaş. Çok uzun zamandır." Göz yaşlarım çoktan kendini bırakmıştı. "Lütfen..." dedim yanağım göz yaşlarımla ıslanırken. Kaşları hala çatıktı. "Öp beni." yanıma doğru bir adım attı. Hızla beni kendine çekip dudaklarını benim dudaklarımla örttü. Karşılık vermek için kendimi zorladım. Koltuğa düştük. Bir şey hissetmek için kendimi zorladım. Canımı yakmıyordu ama ilk defa canımı yakmasını istedim. Ellerimi hala ıslak olan gömleğinin altından geçirdim. Sırtında, karnında gezdirdim. Bir şey hissetmek istedim. Ufacık bir şey ama hiçbiri yoktu. Anlamıştı. Hiçbir şey hissetmediğimi anlamıştı. Pantolonun kemerine ellerimi uzattığımda bileklerimi yakaladı. Benden geri çekildi.

"Kes şunu!"dedi adeta burnundan soluyarak. Ellerimi bana doğru savurdu. "Sakın,"dedi nefes nefese öfkeden kuduruyordu. Sehpanın üzerinde olan su bardağını duvara fırlattı. Camlar etrafa saçıldığında hırsla ellerini saçlarına geçirdi. "İzin vermem."dedi. Kendine bir şeyler kanıtlamaya çalışıyordu. "Hayır. Anladın mı olmaz." Hırsla bir kez daha ellerini saçlarından geçirdi. Önümde duran sehpaya tekme attı.

"Senin de babam gibi olmana izin vermeyeceğim anladın mı? Seninde babam gibi beni unutmana izin vermeyeceğim!" İşte o an anladım. Savaş Avcı'nın en büyük korkusu unutulmaktı. Ona hep beni bırakma diyordum ama asıl bırakılmamaya ihtiyacı olan oydu. Koltuktan kalktım. Yanına tereddütlü adımlarla ilerledim. Öfkeden kuduruyordu. Elimi yüzüne götürdüm ama hırsla itti. Bir kez daha denedim. Ama yine beni itti. Sonunda ona sarıldığımda bu sefer durdu. Sakinleşmesini bekledim hala öfkeliydi. "Şşt,"dedim parmak uçlarımda yükselip. "Burdayım,yanındayım. Buradasın,yanımdasın. Söz veriyorum gitmeyeceğim. Burdayım. Biz buradayız." Hangimiz hangimizi sakinleştirmeye çalışıyor belli değildi. Ağlamaya başladı. Neden böyle oldu bilmiyordum. Onu ağlarken göremezdiniz kimse göremezdi. O öyle kusursuzdu ki... Bana kalırsa gözyaşları bile bir mücevher gibiydi. Ağlamazdı o asla ağlamazdı. Tereddütle kollarını belime doladı. Yüzünü boynuma gömdü. Yavaşça yere eğildik. Kucağıma uzanmasını sağladım. Gözlerini huzur bulmuşçasına kapattı.
Güzel yüzünde parmaklarımı gezdirdim. Çatık kaşlarını düzelttim. Kirpiklerini okşadım. Parmaklarımı düzgün burnunda gezdirdim. Çenesinde baş parmağımla adeta daireler çizdim. Dudaklarında nazikçe kendi parmaklarımı oynattım. Onunla yeniden öpüşmüş olmanın düşüncesi bile beni güldürüyordu.

Hissettim. Sonunda olmuştu. İçimdeki boşluğun dolduğunu hissettim.

"Hissetmeyen bir canavara dönmeni istemiyorum." dedi kapalı gözlerinin ardından. "Babam gibi olmanı istemiyorum,Derin."

"Şşt,"dedim bir kez daha. "Söz veriyorum yanında olucam."

"Hiç bırakmayacaksın değil mi?"

Çabucak yanıtladım. "Hiç."

SADECE SENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin