Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Lütfen motivasyonum düşüyor. Ve açıkçası yorumlarınız ve oylarınız sayesinde daha da mutlu oluyorum. Şarkıyı açalım...
***
"Unutma güzelim kurallar hep yıkılmak için vardır. Ve sen kesinlikle uymak için gelmedin bu dünyaya..."
***Uyandığımda saat 06.52'ydi. Dünden bu güne kendimi aşırı iyi hissediyordum. Olmam kişilerle birlikteyim. Olmam gereken insandım. Sebepsiz bir şekilde çok mutluydum. Önce sıcak bir duş aldım. Duştan çıktıktan sonra önce üzerime mavi kot pantolonumu giydim. Açıkçası okula zaten ikinci dönem gelmiştim. Ve çoğu kişi okul forması giymiyordu. Beyaz tişörtümü de giyindikten sonra saçlarımı yapmaya başladım. Düzleştirici ile saçlarımı düzenlerken Arya aniden odama girmişti.
"Günaydın..." uykulu gözleriyle günaydın dediğinde kıkırdadım.
"Günaydın güzelim."
"Ya Derin,ben bu Batu'yu ne yapıcam?"
"Yine tüm gece onu düşündün değil mi?" Başıyla masumca beni onayladı.
"Senin kırmızı tişörtünü alabilir miyim?"
"Alabilirsin tabiki Arya." Arya gülümsedikten sonra dolabımdan kırmızı tişörtümü alıp çıktı. Bende saçlarımı kaldığı yerden düzleştirmeye devam ettim. Saçlarımla işim sonunda bittiğinde gözlerime maskara sürmüştüm. Yeşil tonlarında gözlerim vardı. Yeşile yakındı ama tam yeşil de değildi. Maskara göz rengimi ortaya çıkarırken dudaklarıma pembemsi bir ruj sürmüştüm. Yüzümde herhangi bir leke olmadığı için fondötenle kapatmıyordum. Eyelinerle makyajımı tamamlamıştım. Kumral saçlarımı biraz dağıttıktan sonra tamamen hazırdım. Telefonum çalmaya başladığında kimin aradığını biliyordum. Yanıtladıktan sonra sesini duymamla gülümsememe engel olamadım.
"Günaydın güzelim."
"Günaydın."
"Aşağıdayım,"
"Hemen geliyorum." Dedikten sonra telefonu kapattım. Çantamı omzuma astım.
"Arya ben çıkıyorum."
"Çık canım. Ben otobüsle gelicem." Mavi düz taban ayakkabılarımı giyip hızlıca evden çıktım. Korumalar beni selamlarken sadece gülümsedim. Arabasını gördüğümde hızlı adımlarla yanına gittim. Yolcu koltuğuna oturduğumda karşımda onu gördüğümde daha da mutlu olmuştum.
"Günaydın." Diyerek dudaklarına kısa bir öpücük bıraktığımda geri çekilirken beni kendine geri çekti. Anlaşılan o öpücüğü kısa bırakmak istemiyordu. Yüzümü avuçladığında boynunu tutundum.
"Seni özledim." Diyerek geri çekildiğinde tenindeki sakalları yanaklarıma sürtündü. Elimi kendi elinin arasına alıp dudaklarına götürdü ve avuç içimi öptü.
"Hadi gidelim." Dediğinde yanağına son bir öpücük bıraktım. Bir şarkı açtığında birlikte söyleyerek gidiyorduk. Bazen kirpiklerinin altından bana bakıyor pisçe sırıtıyordu.
"Ne? Niye sürekli öyle bakıyorsun?" En sonunda dayanamayıp sorduğumda yine gülmeye başladı. Yanağındaki küçük çukur ortaya çıktığında aniden gelen dürtüyle parmaklarımı o çukurda gezdirdim.
"Bazen güzelim, gerçekten hayatımda olup olmadığını sorguluyorum."
"Ne demek bu?"
"Yani şöyle senden önce hayatım bok çukuruyken şimdi hayatımda renkler var. Yeni bir renkler. Gözleri yeşil olan birinin renkleri... Biliyor musun senden önce birçok kızın nefretini aldım. Hele biri vardı adı Melis,kız daha önce kimseden benden ettiği kadar nefret etmemiştir. Bil-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE SEN
Teen Fictionİzmir'den Istanbul'a geldiğinden beri hayatında doğru sandıklarının yalan olduğunu öğrenen bir kız hayatındaki tek doğruyla savaşıyor. Zaman içinde kim olduğunu dahi sorgulayan bu kız hayatında ki en büyük doğrusunu da kaybediyor. Düşünüyor kız kim...