Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın...***
Taylor Swift- Willow
***
"Ruhunu gizlediğini sanmıştım fakat sen siyahın kendisisin güzelim. Sen hayatımdaki tek kusursuz renksin..."
***Spor salonunda kulaklıklarını takmış basketbol oynarken kapıya yaslanmış onu seyrediyordum. Kaçıncı sayısı olduğunu bilmiyordum ama topu hiddetle yere vururken öfkeli olduğunu anladım. Ve öfkesini de benimle unutacağını...
Ona fark ettirmeden yanına yaklaştım. Topu sektirirken aniden elinden almamla beni görmemişti. "Topu geri ver." Bağırdığında gözlerimi devirdim. Beni gördüğünde tek kaşı kalkmıştı.
"Derin?" Soru sorarcasına bakarken bir sonraki hamlem için düşünmedim. Pantolonun bel kısmından onu kendime çekerken dudaklarına yaslanmıştım. Dudaklarım onun dudaklarını yeniden keşfederken geri çekildi.
"Terliyim güzelim."
"Bunu sorun etmiyorum." Yeniden dudaklarını öperken sırıttı. Ama kısa bir süre sonra geri çekildi.
"Gerçekten terliyim." Oflayarak geri çekildim. Yüzümü asışımı görünce daha çok sırıttı.
"Duş alayım yanına gelicem,söz."
"Gelmezsen bedelini ödetirim ama."
"Gelicem,söz." Dudaklarıma yeniden minik bir öpücük bıraktı. Yüzümü ekşiterek "Sarp gerçekten terlisin." dedim. Benimle birlikte güldüğünde ondan ayrılmam gereğini biliyordum. Dudağımı büzerek onun yanından ayrıldım. Sınıfa gittiğimde telefonumla uğraşmaya başladım. Bilerek en arka sıraya geçmiştim. Göze batmak istemiyordum çünkü şu aralar çok fazla göze batıyordum. Sürekli okulun gündeminde olmaktan yorulmuş olsamda artık alışmaya da başlamıştım. Mezuniyet partisine neredeyse bir hafta kalmıştı. Son birkaç gündür sürekli çıkışta müzik hocasıyla pratik yapıyorduk. Artık şarkıların çoğu belirlenmişti. Kulaklığımı taktım ve söyleyeceğimiz şarkıları dinlemeye başladım.
'Yüreğim bağırıyo'
Bana ne yapsan da geri seni çağırıyo'
Üzerimden kârı yok
Ama zararı çok, kalbim hep ağrıyo'
Aklım sende dağılıyo'
Bana böyle yapma, birazcık vefalı ol
Denedik, imkânı yok
Sırtımdaki sen imzalı ok'Zeynep Bastık ve Anıl Piyancı'nın şarkısını söyleyecektik. Sarp'ın sesi Anıl'ın sesine benziyor muydu? Hayır. Bana kalırsa ondan bile güzeldi.
Saçlarıma dokunuşuyla yanıma geldiğini anlamıştım. Gözlerim kapalıydı ama onu tüm hücrelerime kadar hissediyordum.
"Hızlısın?" Soru sorar bir şekilde konuştuğumda güldüğünü tahmin ediyordum. Gözlerimi açtım. Beyaz tişörtünü giymişti. Saçlarını kurulamıştı ama hafif bir nem vardı.
"Öğle arasının bitmesine 18 dakika var." Dudağımın kenarında baş parmağını gezdirirken beni rahatlatıyor aynı zamanda geriyordu. Sınıfta olan birkaç kız bize bakarken Müge'nin bakışlarıyla karşılaştım. İlişkimizi kabullenmişti ve her ne kadar itiraz etsede ona karşı hala bir şeyler hissediyordu.
Ama Sarp benimdi.
"Yani?" Tek kaşımı kaldırmış ona bakarken genişçe sırıttı. Ve o an dikkatimi bir şey çekti.
Sarp'ın gamzesi vardı. Bunu daha önce keşfetmemiştim çünkü çok küçüktü. Aynen bu şekilde güldüğünde belli oluyordu. Duvar kısmında otururken hareketlerimi süzüyordu. "Senin gamzen var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADECE SEN
Novela Juvenilİzmir'den Istanbul'a geldiğinden beri hayatında doğru sandıklarının yalan olduğunu öğrenen bir kız hayatındaki tek doğruyla savaşıyor. Zaman içinde kim olduğunu dahi sorgulayan bu kız hayatında ki en büyük doğrusunu da kaybediyor. Düşünüyor kız kim...