⛔!! Bu kitap tamamen kurgu olup gerçek hayatta yaşanamayacak olaylar içermektedir. İçinde psikokatlık duygusu yatan hiç bir insan aşık olup düzelemez. Aksine aşk sandığı şeyi takıntılı bir hastalığa dönüşür !! ⛔
Wattpad'deki ilk hikayeme hoşgeldiniz^^ Umuyorum ki hikayemi severek okuyacak ve sayfamı severek takip edeceksiniz. Güzel yorumlarınızı, eleştirilerinizi ve fikirlerinizi belirtmeniz beni çok mutlu eder. Tek dileğim okurken duyguyu yaşayabilmeniz ve eğlenmeniz. Sizleri seviyorum. Sağlıklı kalın :)
Başlama tarihiniz lütfenn ;)
•••••
Gözlerimi yumarak derin bir nefes aldım.
"Bu seninle son seansımızdı Sunyeon. Ancak sen benim için bir hasta değil, bir dostsun. Görüşmeye devam edelim olur mu?"
Dolan gözlerini benden gizlemeye çalıştı. Başaramadı ama denedi.
"Tabi ki görüşeceğiz Iseul. Eğer biraz sevilseydim liseden beri görüşmeyi hiç kesmezdik. Ama olmadı."
İçimden anlık bir korku geçsede uzun sürmedi. Çünkü onu iyileştirdiğimi biliyordum. Böyle söylemesinin sebebi sadece kırgınlıktandı.
"Seni iyileştirdiğime inanıyorum Sunyeon. Yanılmıyorum umarım?"
Yanılmıyordum.
"Hayır Iseul. Artık saçma sapan bir sevgi yüzünden kendime zarar vermeyeceğim."
Sadece gülümsedim. Onu hala seviyordu, bunu biliyordum. Ama dile getirip canını sıkmaya gerek yoktu.
Sunyeon.
Liseden arkadaşım.
Aşık olduğu çocukla yaşadığı sorunlar sonucu ağır bir depresyon süreci geçirdiği için görüşmemizin imkansız hale geldiği arkadaşım.Kader bizi uzun zaman sonra bir klinikte karşılaştırdı. O bir hasta, ben bir psikolog.
"Öyleyse artık gideyim Iseul."
Sunyeon'un sesiyle düşüncelerimden ayrıldım. Ona sıkı sıkı sarıldım. Gittiğinde masamı toparlayarak çantamı aldım. Eve gidecektim.
Birden tıklanan kapıyla başımı o yöne çevirdim."Girin."
Gördüğüm yüz ile kaşlarım havalandı. Jungwoo gelmişti. Kang Jungwoo.
Eskiden aynı liseye gidiyorduk. Benden bir yaş büyüktü ancak en yakın arkadaşım olmuştu. Ama onunla yalnızca bir yıl arkadaş kalabilmiştim. Okumak için Amerika'ya gittiğinde kopmuştu bağlantımız. Ona defalarca ulaşmaya çalışmama rağmen her seferinde başarısız olmuştum. 4 yıl sonra Kore'ye geri döndüğünü duymuştum. Ama asla bana ulaşmaya çalışmamıştı. Şimdi, tam 7 yıl sonra buraya gelmişti. Beni bulmuştu. Kesin işi düşmüştür. Yoksa niye buraya gelsin?
"Görmeyeli uzun zaman oldu ufaklık."
Hala aynıydı. Sadece bir yaş büyük olmasına rağmen bana ufaklık diyordu.
"Evet uzun zaman oldu. Senin yüzünden."
Yüzünden anlık bir mahçupluk geçti. Sonrasında buruk bir gülümseme sundu. Elimle önümdeki sandalyeyi gösterdim. "Otursana."
Yine aynı çekingen, mahçup ifadeyle oturdu.
Uzatmayacaktım. Ona kızgın değildim ama kırgındım. Evet belki benimle bağlantı kurmak zorunda değildi. Ama kırılmıştım işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Captive • Min Yoongi ✓
FanfictionBence okumayın. ... !! Bu kitap tamamen kurgu olup gerçek hayatta yaşanmaması gereken olaylar içermektedir. Stockholm sendromu iyi bir şey değildir ve hiç olmayacaktır. İçinde psikopatlık duygusu yatan bir insan aşık olup düzelemez. Aksine aşk sand...