Gözlerimi zor açmıştım. Uyanamamaktan değil ama, ağlamaktan şiştikleri için.
Neden ağlıyordum ki? Yani zaten ne bekliyordum? Tabiki istediğini aldıktan sonra beni takmayacaktı. Aksini mi düşünmüştüm sanki?
Hayır düşünmemiştim. Ama insan ister istemez kırılıyordu. Bilemiyorum belkide bu sıralar fazla duygusaldım. Ama yaşadıklarım çok normal şeyler değildi.
Koltukta doğrulduğumda yerde uyuyan Sunyeon'u gördüm.
Süpriz için gelip peşimde harap olmuştu kız.
Onu uyandırmamaya dikkat ederek ayağa kalktım ve üzerimdeki saçma pofidik şeylerden kurtuldum. Yaz ayında ne diye onları giymiştim ki?
Aşağı inip atıştırmalık bir şeyler hazırladım. Masayı kurup salona geçtim ve onu uyandırdım.
"Sunyeon?"
Anında gözlerini açtı ve endişeyle etrafına baktı.
"Iseul? İyi misin?"
Kıyamam, demek ki bu halim onu ne kadar da korkutmuştu.
"İyiyim birtanem. Yiyecek bir şeyler hazırladım. Hadi gel yerken konuşalım."
Başıyla onayladı ve biraz kendine geldiğinde kalkıp peşimden geldi.
Masaya oturup yemeye başladığımızda sordu.
"Anlatmak ister misin Iseul?"
Başımla onayladım ve anlattım.
"Yoongi benim hastam ve aynı zamanda arkadaşımdı. Ben onun aslında göründüğü gibi biri olmadığını anladım. Bu yüzden de böyle oldum."
Kafasını sallayarak beni onaylamadığını belirtti.
"Hayır Iseul. Bak. İstemiyorsan anlatma ama ne olursun yalan söyleme. O çocuk seni seviyor. Bakan anlar bunu. Sana arkadaşça birşey yapmış olamaz. Yani farklı bir---"
Kaybedecek bir şeyim yoktu. Anlat gitsin dedim ve sözünü kestim.
"Birlikte olduk ve tek amacı buymuş."
Yediği lokma boğazında kalmış gibi öksürmeye başlamıştı. Boğulmayacağını biliyordum çünkü lisede de hep aynısını yapardı. O yüzden tepki vermeden düzelmesini bekledim.
"Nasıl ya? Ama bir saniye. Ben çocuğu gördüm. Geldi o buraya. Seviyor seni. Kesin bak. Anlarım ben. Oha şu an siz şey mi oldunuz?"
Kocaman gülümsüyordu ya. Bildiğin gülümsüyordu. Ben herif beni ortada bıraktı diyordum o gülüyordu.
Hem o buraya geldi ne demekti?
"Ne gülüyorsun Sunyeon? Adam beni kullanıp attı diyorum."
Kafasını sağa sola salladı ve bir "tch" sesi çıkardı.
"Kullandığını sanmam. Kullanan adam, kullandığı kadına öyle güzel bakmaz."
Güzel mi? Güzel mi bakıyordu? Üstelik bu kız bunu nerden görmüştü?
"Sunyeon? Yoongi'yi tanımadığın halde bunları nasıl söylüyorsun?"
Birşey hatırlamış gibi yaptı.
"Söylemeyi unuttum ben sana. Sen uyurken buraya geldi o."
Yine? Buraya? Evime? Neden?
"Niye gelmiş?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Captive • Min Yoongi ✓
Fiksi PenggemarBence okumayın. ... !! Bu kitap tamamen kurgu olup gerçek hayatta yaşanmaması gereken olaylar içermektedir. Stockholm sendromu iyi bir şey değildir ve hiç olmayacaktır. İçinde psikopatlık duygusu yatan bir insan aşık olup düzelemez. Aksine aşk sand...