24 ☘

4K 286 87
                                    

YOONGİ'DEN

Ablam demişti. Iseul'un bir kardeşi mi vardı? Ama ben küçük çaplı bir araştırma yapmıştım ve onun 4 yaşından beri bir yetimhanede büyüdüğünü öğrenmiştim.

Çocuklarını yetimhaneye bırakmış birilerinin neden başka çocuğu olsun ki?

Yani birini bırakıyorsan diğerini neden tutasın?

Saçmaydı. Bu işin içinde birşey vardı. Iseul iyi olduktan sonra bunu araştıracaktım.

Ona cevap vermedim. Zaten belliki o da bir cevap istemiyordu.

"Ben Iseul'a bakacağım."

Ayağa kalkıp uzaklaşacaktım ki koluma dokunmasıyla durdum.

"Bu konudan ablama bahsetme olur mu?"

Başımla onayladım ve hastaneye girdim.

Belliki bir şeyleri kendisi söylemek istiyordu. Karışmazdım.

Odanın önünde durup derin bir nefes aldım ve içeri girdim.

Uyuyordu hala. Ne kadar güzel, ne kadar masumdu.

Bir piçi öldürmüştü, ölmeyi hakeden milyonlarca şerefsizden, tecavüzcüden birini. Ama yine de vicdan azabı çekiyordu. Bir cana kıydım diye üzülüyordu. Bir pisliği temizlediği halde kendine 'katil' diyordu.

Yanındaki sandalyeye oturdum ve elini tutup yavaşça dudaklarıma götürdüm.

O hali geldi gözümün önüne. Elleri, üstü, yüzü kan içinde olan hali. Pijaması yırtılmış, boğazı yırtılırcasına bağıran hali.

Gözlerim doluyordu işte. Onun acı çektiğini, canının yandığını görünce içim parçalanıyordu.

Oysaki en çok ben dağıtmıştım onu.

Dolan gözlerimi yukarı çevirerek gözyaşlarının geri gitmesini sağladım.

Çok üzülecekti, kendimden biliyordum. Katil oldum diye kendini suçalayacaktı.

Ama onun benim gibi olmasına asla izin vermeyecektim. Ben delirmiştim. Tabiri caizse kafayı yemiştim.

Fakat o iyi olacaktı. O atlatacaktı. İçinden 'asla atlatamayacağım' dediğine emindim. Ama yapacaktı.

Onu kendimden korumaya çalışmadan yanında olacaktım.

Onun uzaklaşmasını sağlamak yerine kendimi değiştirmeyi deneyecektim.

Zaten eskisi kadar değildim.

Sevgi beni iyileştirmişti. Iseul beni iyileştirmişti.

Bende onu iyileştirecektim.

Artık hiçbir güç beni ondan uzak tutamayacaktı, o bile.

Kaşlarının çatılması ile uyanacağını anladım. Pür dikkat bakmaya başladım.

Gözlerini yavaşça açtı ve etrafa baktı. Gözleri küçük bir anlığına bana değdi ama sanki görmemiş gibi bakınmaya devam etti.

Tekrar gözlerini bana çevirdi ve birkaç saniye sonra bakışlarını birbirine kenetli olan ellerimize çevirdi.

Ardından hızla elini çekti ve benden uzaklaştı. Yatakta ikibüklüm olmuştu ama hala benden uzaklaşmaya çalışıyordu.

O kadar kısık bir sesle konuştu ki neredeyse duyamayacaktım.

"Hepsi senin yüzünden."

Ardından titreyen bedeniyle bana bakarak bağırdı.

"HEPSİ SENİN YÜZÜNDEN!"

The Captive • Min Yoongi ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin