The Captive • Min Yoongi ✓

26 ☘

Yakında düşünmekten beynim akacaktı. Hatta belki de akmıştı da o yüzden sürekli saçmalıyordum.

Yoongi gittikten sonra arkasından aptal gibi bakan bir ben kalmıştım. Ondan yaklaşık 15 dakika sonra Jaemin gelmişti ve serumu kontrol etmişti.

Hastaneden çıktığımızda evimde yalnız kalmama asla izin vermeyeceğini söylemiş ve beni kendi evine götürmüştü.

Şimdi ise o odasında ders çalışıyor ben ise salonda televizyon izliyordum.

Üniversite ikinci sınıfta tıp okuduğunu ve psikiyatrist olmak istediğini öğrenmiştim.

Bir nevi benim yolumdan gidiyordu. Bu nedense hoşuma gitmişti. Sanki ablasıymışım da beni örnek alıyormuş gibiydi.

Çalışmasına yardım edebileceğimi söylemiştim ancak o bir ödev hazırladığını ve tamamen kendi emeğiyle yapmak istediğini söylemişti.

Bende ısrar etmemiştim.

Onun telefonundan Jungwoo'yu aramış ve buranın adresini vererek Jaehwa ve Sunyeon'u da alıp gelmesini söylemiştim.

Sunyeon'u da alacağını duyunca baya bir heyecanlanmıştı ama çokta uzun olmayan bir sürenin sonunda onu sakinleştirmeyi başarmıştım.

Konuşmamızın üstünden bir saat otuzyedi dakika geçmişti ancak hala ortada yoklardı.

Belki de Jaemin'i tanımadıkları için çekiniyorlardı. Ya da katil olduğumu duyduklarında benimle görüşmek istememişlerdi.

Ben yine ne saçmalıyordum? Muhtemelen Jungwoo, Sunyeon ile ilgili olan heyecanını atmaya çalılıyordu ve bu yüzden geç kalmışlardı.

Zaten izlemediğim televizyonu kapatıp Jaemin'in odasına doğru yürüdüm.

Yedi binadan oluşan bir sitede, 2+1 minik bir apartman dairesiydi ancak küçük olmasına rağmen oldukça lüks döşenmişti. Üstelik eşyalarda fazla zevkliydi. Jaemin gerçekten mükemmel bir çocuktu. Henüz 20 yaşında olmasına rağmen kendi ayakları üstünde durmayı başarmıştı.

Takdire şayan bir durumdu. Çünkü ben hiçbir zaman bunu tam olarak başaramamıştım.

Düşüncelerimden ayrılarak kapıyı tıkladım. Anında gelmemi söylemişti.

İçeri girdiğimde hala masasında oturmuş kafasını kaşıyordu.

Yanına gittim ve masasına yaslanarak onu izlemeye başladım. Bir yerde takılmış ve zorlanıyor gibiydi.

"Yok, olmuyor! Gastrointestinal hastalıkları bir türlü tam olarak anlayamıyorum!"

Tatlı isyanına karşılık gülümseyerek ona baktım.

"Tam olarak hangi hastalığı anlamadın bakalım?"

Sayfada ki bir şeyi bana gösterdi ve konuştu.

"Bağırsak kanseri ile kolitler arasındaki farkı bir türlü anlayamıyorum mesela."

Defteri biraz kendi önüme çektim ve anlatmaya başladım.

"Bak şimdi, kolitler bazı bakteriler sebebiyle olur. En yaygınları nedir bu bakterilerin biliyor musun?"

Kafasını salladı.

"Campylobacter değil mi?"

"Değil mi diye sormayacaksın. Daima kendinden emin ol."

Başıyla onayladı.

"Ancak bağırsak kanserinde bakterilerden çok hücre çoğalması etkilidir."