Nasıl bir histi? Birine zarar vermiş olmak?
Berbattı. Zarar verdiğin kişi şerefsiz pisliğin teki de olsa için cız ediyordu.
Ölmüş müydü şimdi? Tabiki ölmüştü. Bıçağı şahdamarına saplamıştım. Yaşaması mümkün değildi.
Yani ben bir katildim.
Katil sıfatını hakeden bir katil.
Yoongi gibi değildim mesela. O, kızı itmiş ve yanlışlıkla ölmesine sebep olmuştu.
Ben ise bile isteye öldürmüştüm bu adamı.
Ben nefes alamıyordum.
Adam nefes alamıyordu.
Gizemli çocuk nefes alamıyordu.Benim aldığın nefes önemli değildi.
Adam bir daha asla nefes alamayacaktı.
Gizemli çocuk nefes almalıydı.Bir an bile düşünmeden kurtarmıştı beni. Ona yardım etmeliydim.
Nefes alamadığı için ürkütücü sesler çıkarıyordu. Tırnaklarını asfalta geçirmiş aşağı doğru çekiyor, boğuşurken düşürdüğü ilacına ulaşmaya çalışıyordu.
Ellerim deli gibi titriyordu. Ayağa kalkamıyordum. Ona bir şekilde ulaşmalıydım. Ölmesine izin veremezdim. Benim için ölmesine izin veremezdim.
Yerde sürüne sürüne ona doğru ilerlemeye başladım. Pijamam yırtılmış dizlerim yere sürtüyordu.
Ama şimdi umrumda olan dizimden akan kan değil nefes almaya çalışan bir çocuktu.
O adamın yanına geldiğimde durmuştum. Kafamı çevirip ona baktığımda açık olan gözlerini gördüğümde beynimden bağımsız olarak bağırmaya başlamıştım.
Deli gibi bağırıyordum. Pijamamın yırtık yerlerini tutmuş daha çok yırtıyordum.
Bu nasıl bir psikolojiydi?
Bir insanı öldürmüş olmak kişiyi mahvediyordu.
Yoongi'nin kafayı yemesini anlayabiliyordum. Elbette o benden çok daha güçlüydü. Delirmişti belki ama hayatına devam ediyordu.
Ben ne yapacaktım? Ben bitmiştim. Bunu asla atlatamayacaktım.
Durmuş deli gibi bağırıyor, saçlarımı çekiyordum. Bu yüzden gizemli çocuğa asla ulaşamıyordum.
Benim yüzümden o da gidecekti.
Ve bu yüzden asla atlatamayacaktım.
Bize doğru koşan birini farketmiştim. Adımı haykırarak koşuyordu.
Bu Yoongi'nin sesiydi.
Direk yanıma geldi ve yüzümü avuçladı. Bir şeyler söylüyordu. Ama asla duyamıyordum.
Şu an istediğim tek şey gizemli çocuğa yardım etmesiydi.
Çığlıklarım eşliğinde titreyen ellerimle ilacı gösterdim.
Beni ikiletmeden ilacı aldı ve yanıma geldi.
Yine bir şeyler söylüyordu.
Bu seferde gizemli çocuğu göstermiştim.
Gitmiyordu. Hala bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.
En sonunda çok daha kuvvetli bir çığlıkla çocuğu gösterdiğimde onun yanına gitti ve ilacı almasına yardımcı oldu.
Defalarca kez içine çekti ilacı. Nefesi çok uzun bir sürenin sonunda kendine geldiğinde direk olarak ayağa kalkıp yanıma geldi.
Yüzümü avuçlayıp peş peşe saçlarımı kulağımın arkasına atıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Captive • Min Yoongi ✓
FanfictionBence okumayın. ... !! Bu kitap tamamen kurgu olup gerçek hayatta yaşanmaması gereken olaylar içermektedir. Stockholm sendromu iyi bir şey değildir ve hiç olmayacaktır. İçinde psikopatlık duygusu yatan bir insan aşık olup düzelemez. Aksine aşk sand...