Ne hissetmem gerektiğini asla bilmiyordum. Bunu neden yaptığını bilmiyordum. Ama her aptal gibi olayı kendi istediğim şekline yorumluyordum.
Beni öptüğünde kısa süre sonra geri çekilmişti. Ancak bu an böyle sonlanmamıştı.
O geri çekildikten sonra ben tekrar öpmüştüm.
Ve biz o an hiç olmaması gereken birşey yapmıştık.
Birlikte olmuştuk...
Ne kadar da mutlu olmuştum oysa. Bulutlarda hissetmiştim.
Ona karşı basit bir hoşlantıdan fazlasını hissettiğimi anlamıştım. Aşık olduğumu anlamıştım.
Aşk ve nefret arasında incecik bir çizgi vardı. Ve o çizgi nasıl saniyesinde geçilir onu anlamıştım.
Aşkımın nefrete dönüşünü izlemiştim.
Sonra mı? Sonrası boşluk.
×flashback×
Omzunda kapadığım gözlerimi omzunda açacağımı düşünerek araladım. Ancak beklediğim gibi olmadı. Yanımda değildi. Ama olsun.
Kıyafetlerimi giyip aşağı indiğimde oturmuş telefonu ile ilgileniyordu.
Saçları hafif ıslaktı. Sanırım duş almıştı.
Ne kadar da harika görünüyordu. İşte ben onundum. O harika adamındım.
İlk kez birine ait olmuştum. Son olacaktı. O benim sonsuzum olacaktı.
Çekinerek yaklaştığımda başını birden bana çevirmesiyle durdum.
Yanaklarım kıpkırmızıydı ama gülümsememi yüzümden hiç silmiyordum. O ise normal bakıyordu.
"Günaydın."
Gülümseyerek söylediğim şeye karşılık başını tekrar telefonuna döndürmüş ve beklediğim cevap yerine bambaşka bir şey söylemişti.
"Odana git ve ordan çıkma Iseul. Çok çabuk yüz buluyorsun."
Yüzümdeki gülümseme anında silinirken söylediği şeyi algılamaya çalışıyordum.
"Ne demek istiyorsun? Neyden yüz buldum ki ben? Dün gec---"
Sözümü kesti.
"Dün gece olan şeyi sakın büyütme Iseul. Bu benim hayatımda yeni olan ve hayatımı değiştirecek birşey değil. Seninde öyle olmasın."
Sinirle güldüm. Ne demek istiyordu. Dün gece görmüştü. Biliyordu. Böyle birşeyi ilk defa yaşıyordum. Şimdi nasıl hayatımda bir değişiklik olmamasını beklerdi?
"Ben, ben anlamıyorum."
Derince nefes alıp verdi.
"Odana git Iseul. Ben söyleyene kadar da sakın çıkma. Asla."
Dolan gözlerimi gizlemeye çalışmadan ona bakıyordum. Ne de olsa bana değil telefonuna bakıyordu.
Yanılmıştım.
Onun falan değildim.
Sonsuzum falan olmayacaktı.Bir boşluğa düşmüştüm. Nasıl çıkacağımı bilmediğim bir boşluğa.
Yavaş ve zorla attığım adımlarla odaya çıkıp kendimi kilitledim.
×××××
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Captive • Min Yoongi ✓
FanfictionBence okumayın. ... !! Bu kitap tamamen kurgu olup gerçek hayatta yaşanmaması gereken olaylar içermektedir. Stockholm sendromu iyi bir şey değildir ve hiç olmayacaktır. İçinde psikopatlık duygusu yatan bir insan aşık olup düzelemez. Aksine aşk sand...