Ve sessizlik...
Biliyordum, beni gerçekten seviyordu. Ama ona onu sevdiğimi söylediğimde gitmeyi tercih etmişti.
Korkuyordum aslında. Sevgimden bile kaçıyorsa bebeğimizden de kaçmaz mıydı?
Öylece bana bakıyordu. Aşk yoktu bu sefer gözlerinde. Boşluk vardı sadece.
Aldırış etmedim. Gülümsedim kocaman. Gerçekten mutluydum çünkü. Sonunda söylemiştim. Bir bebeğimiz olacağını o da biliyordu artık. Üzerimden büyük bir yük kalkmıştı.
Gülümsediğimde yutkunmuştu ama gözlerindeki ifade değişmemişti.
"Özür dilerim. Ben, bana araba çarptığı gün öğrendim. Sana hemen söylemeliydim aslında ama cesaret edemedim."
Eli hala karnımdaydı. Yavaşca bir duygu belirdi gözlerinde; hüzün.
Gözyaşları belirmeye başladı ardından.
Neden ağlıyordu? O kadar mı üzülmüştü yani bebeğe? Ya da mutluluktan mıydı acaba?
Boşta olan eliyle ağzını kapadı ve ağlamaya başladı.
Gerçekten ağlıyordu. Hıçkırıklarını tutmak için ağzını kapatacak kadar ağlıyordu.
Gülümsemem yavaşca silindi yüzümden.
"Neden ağlıyorsun?"
Korkuyla sorduğum sorunun ardından elini ağzından çekerek derin bir nefes aldı.
Tek elimi yanağına koydum.
"Söyle bana hm?"
O ağlamazdı. O özür dilemezdi. O söz vermezdi. O kötüydü.
Sanırım onu gerçek anlamda değiştirmiştim. Kaç kere ağladığına şahit olmuştum.
Benim yüzümden.
Aşk...
Ne kadar büyüktü öyle. İnsanın dengesiyle oynuyordu.
"Gerçek mi? Şaka değil, değil mi?"
Gülümseyerek onayladım.
"Şaka değil."
Oflayıp puflayarak ağlamasına devam etti.
"Bu çok, çok güzel. Ama..."
Ama mı? Yine bir aması vardı işte. Bir türlü tam anlamıyla oturtamıyorduk bir şeyleri.
"Iseul ben yapamam. Ben kötü bir adamım. Pisliğin tekiyim ben. Benden baba mı olur? Çok özür dilerim. Seni bu duruma soktuğum için çok üzgünüm. Kahretsin ne yapacağım!? Sadece senin değil, bir bebeğin bile hayatını mahvetmişim. Ben sana çok zarar verdim Iseul. Bu bebeğe de zarar vermek istemiyorum. Lane---"
"Yeter sus artık!"
Sözünü kestiğimde öylece bana bakmıştı.
İyileştiğini neden bir türlü kabullenemiyordu? Neden artık ne bana ne de başkasına zarar vermeyeceğini anlamıyordu?
"Ben onu çok sevdim Yoongi. Ama bu seninde bebeğin. Eğer onu istemiyorsan, bunun bir çözümü var."
Tabiki asla bebeğimi aldırmayacaktım. Sadece onun ne söyleyeceğini merak ediyordum.
Bir saniye bile beklemeden başını hızla sağa sola salladı.
"Hayır! Tabiki onu istiyorum. O senin ve benim Iseul. Bizim. Ama ben baba olamam! Ben sevdiğim herkese zarar verdim. Ona da zarar veremem. Bunu yapamam."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Captive • Min Yoongi ✓
FanfictionBence okumayın. ... !! Bu kitap tamamen kurgu olup gerçek hayatta yaşanmaması gereken olaylar içermektedir. Stockholm sendromu iyi bir şey değildir ve hiç olmayacaktır. İçinde psikopatlık duygusu yatan bir insan aşık olup düzelemez. Aksine aşk sand...