YAZAR'DAN
Boğazı yırtılırcasına bağırıyordu adam. Dokunamıyordu sevdiği kadının kanlar içindeki bedenine. Sadece avazı çıktığı kadar bağırıyordu.
Şok içinde titreyen bedeniyle susuyordu çocuk.
Daha yeni bulduğu ablasını kaybetme korkusuyla yanıp tutuşuyordu yüreği.
Öylece duruyordu. Ne yere çökebiliyordu ne de yanına gidebiliyordu.İki yıkık erkek vardı civarda, birinde ölüm sessizliği birinde acı çığlıklar.
JAEMİN'DEN
Konuştuklarını duyamıyordum ama ablam öfkesini kusuyordu ona. O ise öylece dinliyordu. Güya haksızdı ya, bu yüzden onsuzlukla bile cezalandırabiliyordu kendini.
Iseul kendince son sözlerini söyleyip gidecekken içimden Yoongi'ye yalvarıyordum; hayır, gitmesine izin verme.
Sanki sessiz haykırışımı duymuş gibi tuttu kolundan. Gitmesine izin vermedi. Birşey fısıldadı dudaklarına.
Sonra ablam sağa sola salladı başını. Yine neyi onaylamamıştı acaba?
Hızla kurtuldu kollarından ve hiç düşünmeden, nereye gittiğine bile bakmadan birkaç adım attı sokağın ortasına.
Herşey birkaç saniyede gerçekleşti ya, inanamadım o yüzden. Kabullenemedim. O araba benim ablama çarpmış olamazdı değil mi?
Olmamalıydı.
Olmuştu.
Her şey bulanık olmuştu bana. Etrafta daire oluşturmuş tonla insan vardı ancak gözlerim yerde kanlı bedeniyle yatan ablam ve kulaklarım 'Hayır! Hayır!' diye sessiz çığlıklar atan Yoongi dışında hiçbir şeyi algılayamıyordu.
Gözlerimi beynimden bağımsız olarak ablamdan çekip Yoongi'ye odakladım.
Birden koşarak ablamın yanına çökmüş hiçbirşey söylemeden bağırmıştı.
Öylece bağırıyordu. Delirmiş gibiydi.
Ellerimle kulaklarımı kapadım ve gözlerimi onlardan çekerek ayak uçlarıma bakmaya başladım.
Duymak istemiyordum. Görmek istemiyordum. İnanmak istemiyordum.
Hadi ama ben daha bir çocuktum. Genç bir çocuk. 20 yaşındayım diye büyükmüşüm gibi davransamda onu kaybetmeyi kaldırabilecek kadar büyük de değildim güçlü de.
Tam hatırlamıyorum ama bir ara ellerimi kulaklarımdan çekmeden dizlerimin üstüne çöktüm.
Kulağımda mide buladırıcı bir çınlama vardı.
Herşey yok oldu. Sesler, görüntüler.
Sadece o çınlama vardı.Birde asla alamadığım nefesim.
Sanki boğazımı biri tutmuş nefes almamı engelliyordu.
Son hatırladığım omzumun sertçe yere çarpmasıydı.
YOONGİ'DEN
~
Hiç bu kadar yanmamıştım ben.Asla yanmamıştım.
Yaşantımın en berbat anıydı.
Ayaklarımın üstüne bastığımı hissetmiyordum.
Tıpkı bir ölü gibi hissizdim sanki.
Iseul giderse bende giderdim.
Mantıklı olan da buydu zaten.
Issız bir ada gibiydim ondan önce, bomboş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Captive • Min Yoongi ✓
Hayran KurguBence okumayın. ... !! Bu kitap tamamen kurgu olup gerçek hayatta yaşanmaması gereken olaylar içermektedir. Stockholm sendromu iyi bir şey değildir ve hiç olmayacaktır. İçinde psikopatlık duygusu yatan bir insan aşık olup düzelemez. Aksine aşk sand...