Bölüm 6

3.5K 572 173
                                    

Geçenki bölümde çok etkilendiğinizi yazmıştınız. Bu bölüm için detaylı bilgilerinizi alırım artık. Bu bölümden sonra Ezgi reis baş tacısın demenizi bekliyorum gençler. İyi okumalar. Bölüm 5'i okumayı unutmayın.

Yazarın anlatımıyla...

Ezginin kolundan tutan Kutay, Ezgi ne gördüyse hepsini görmüştü. İkisi de kahve gözlerini büyüterek birbirlerine baktılar. İkisinin de masada gördükleri kan damlası hayra alamet değildi, farkındaydılar.

"Artık çıkmalısınız," dedi polis memurlarından bir tanesi. "Olay yeri inceleme başlatılacak."

Ezgi sınıftan çıkmak istemese bile Kutay zorla çıkarttı. Koridor mahşer yeri gibiydi. Binadaki bir çok öğrenci bölüme girmiş, olayın şokunu yaşıyorlardı. Ressamlık sınıfından Ayşenur'u asılı halde görenler sinir krizi geçirmişlerdi. Revir bu kadar öğrenciyi alamayacağı için koridora, öğretmenlerin odasına, her yere revirden getirilen pikeler serilmişti. Kızların çoğusunun kolunda serum takılı, diğer öğrenciler ayakta serumu tutuyorlardı. Bu meslek lisesi, senelerdir ilk kez böyle bir olayla karşılaşmıştı.

Koridorun halini gören Ezgi daha fazla yıkılarak kendini olduğu yere bıraktı. Sırtını duvara yaslayıp tek dizini kaldırarak bomboş gözlerle etrafına bakıyordu.

Dilara yarı açık, yeşil gözleriyle Ezgi'yi buldu. Başını yavaşça sağa sola sallayıp gözlerini kapatırken iki gözünden de yaş aktı. Murat başında serumu tutuyordu. Murat'ın ela gözleri sevgilisinin üzerindeyken açık kahve saçlarını sıkıntıyla dağıttı.

Çiğdem'in ela gözleri ağlamaktan kızarmış, iki kolunu da kenara bırakmıştı. Başında Murat'ın arkadaşı Eray duruyordu. Eray ne yapacağını şaşırmış halde siyah gözleriyle koridora bakıyordu.

Gülcan alnını duvara yaslayıp herkese arkasını dönmüştü. Dizlerinin üzerinde öylece duruyordu. Hala yediremiyordu bu durumu. Ayşenur bunu yapmazdı, diye içinden geçirmeden duramıyordu.

Sebasfidan okula gelen sağlık ekipleri tarafından hastaneye kaldırılmış, uyutuluyordu. Ayşenur onun çocukluk arkadaşıydı, Ayşenur onun can dostuydu.

"Ezgi," dedi yanında duran Kutay, "İyi misin?" İlk kez adını söyledi.

Saçma bir soru olduğunun farkında olmuş olsa dahi bu soruyu sorma ihtiyacı duymuştu. Ezgi iyi görünmüyordu. Koridorda sürekli bir bağrışma, bir ağlama, bin feryat koparken Ezgi'nin böylesine donuk durması iyi değildi. En azından bir damla yaş akıtabilirdi. Dumura uğramıştı.

Cevap vermek yerine koridorda göz gezdiren Ezgi, Kutay'ın gözlerini buldu. Konuşamıyordu. Konuşacak hali yoktu. Kolunu dahi kaldıracak dermanı yoktu. İki genç bomboş gözlerle birbirlerine bakıyorlardı. Kutay içinden, 'Bu nasıl bir kız?' demeden duramıyordu. Arkadaşını asılı halde bulup bacaklarına yapışıyor, sonrada ipini kesmeye çalışıyordu. Doktorun kaybettiklerini söylediğinde inatla yaşatmak için uğraşmıştı. Ağlamıyordu, bağırmıyordu, fenalık geçirmiyordu. Sadece susup etrafına bakıyordu. Asla normal değildi. Bu esnada merdivenlerden bir ses duyuldu.

"Nerede kızım?"

Ayşenur'un ağlayan babasının sesiydi. Koşarak bölüme girerken polisler engel oldular. Arkasından Ayşenur'un annesi geliyordu.

"Kızım," diye inletti okulu, "Yavrum, Ayşenur'um..."

Sesleri duyar duymaz ayaklanan Ezgi hızla Ayşenur'un annesinin yanına gitti. Dizlerinin üzerine çökmek üzereyken sıkıca tutup kaldırdı.

OKULDA SAPIK VAR (Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin