tuana0922 Benden bölüm ithafı istemiş arkadaşım. Bu bölüm sana gelsin o zaman. Ve bir okurum daha dün dedi ki, tatile gideceğim abla ne olur bölüm at. Allem edip kalem edip bölümü yazdım ve attım. Hadi iyi okumalar. Sizi şok edecek bir bölüm geldi.
Bazı anlar geldiğinde yaşadığınız en büyük şok olur bizler için. Ama bazı anlar geldiğinde o şok sanki güzelleşir. Düşündükçe güzel gelir. Ama aklınıza başka bir şey gelir ve tüm hevesiniz kaçar. Kaybolursun, sonra kendinizi bulursunuz. Yok oldum sanırsınız ama aslında haddinden fazla yerindesinizdir. Kafamın karışıklığını anlattığım ve dalıp çıktığım şeylerde anlıyorsunuz diye düşünüyorum. Herhalde anlıyorsunuzdur. Anladığınızı düşünüyorum ve fakat bir insanı anlamak için aynı yerden yanarsınız. Lütfen siz aynı yerden yanmayın. Kaybetmeyin kimseyi, özellikle kendinizi kaybetmeyin. Çünkü çok zor bulunuyor sonra. Ben her gün biraz buluyorum kendimi ama her karanlık çöktüğünde kaybediyorum. Sonra bulur gibi oluyorum çünkü ay ışığını görüyorum. Sanki etrafımı aydınlatıyor ama sonra o da kayboluyor aynı benim gibi. Ah ay ışığı keşke her şeyime şahit olmasan... Keşke bazı şeyler bende kalsa sadece...
"Bu saatte, burada ne işin var senin küçük hanım?"
Son dualarımı ederken duyduğum ses tanıdıktı, demiştim. Ama burada ne işi vardı onu bilmiyorum. Elini ağzımdan sertçe çekerken ona doğru döndüm.
"Ne işin var burada Kutay?"
Karanlıkta yüzünü doğru dürüst seçemesem bile sesini asla unutmam onun. Birkaç saat önce birbirimize laf sokuyorduk. Kolumdan tuttuğu gibi koridorun en dip köşesine sıkıştırdı. Yoksa tecavüzcü katil Kutay reis miydi? Bekliyorum. Herkesten her şeyi her şekilde bekliyorum.
"Aynı soruyu ben sana sordum Ezgi," dedi sessizce, "Sen ne arıyorsun burada?"
"Sence?" Rahatlamıştım. En azından kim olduğunu biliyordum ve bana bir şey yapmasına asla izin vermeyeceğim bir kişiydi.
"Kamera kayıtları için geldin?"
"Elbette. Başka ne bok arayabilirim bu saatte burada? Ama kameralara bakmama gerek kalmadı. Karşıma çıkıp kendini ele verdin zaten." Meydan okurcasına başımı 15 derece açıyla yukarıya kaldırdığımda anlamamış gibi yaptı.
"Ne ele vermesi?"
"Sana güvenmemem gerektiğini zaten biliyordum ama bu kadar şerefsiz olacağını tahmin etmemiştim," dedim sinirli bir şekilde. Çıldırıyordum, deliriyordum.
"Ezgi ne saçmaladığını anlat..." Sessizce konuşuyorduk ikimizde ve bir yandan aşağıdan ses gelecek mi diye bekliyordum.
"Neden aşağıya doğru baktın az önce?" Bu sefer anlamadan kaşlarını çatan ben oldum.
"Az önce aşağıda bir kıza tecavüz etmeye çalışıyordun ve ağzını kapattın. Salak mıyım lan ben? Anlamayacak mıyım bu durumu?"
"Ezgi?" dedi hayret dolu bir sesle, "Ne sesi?" Hah. İnkar ediyordu şimdide. Yerler mi lan bunu buralarda? Yemezler.
"Ya Kutay sapık reis, salak yerine koyma beni."
"Ezgi az önce aşağıdan bir ses mi geldi? Bir kıza tecavüz mü ediliyordu?" Hala hayret ederek konuşmasına bende hayret ettim. Bu kadar iyi rol yapabilir miydi? Bakıyorum, sapık olma ihtimali elbette ki var. Sonuçta sayısını bilmediğim kadar sevgilisi var ama onlara yapmak varken neden masum bir kız? Bir çeşit fantezi falan mı?
Beni arkasına alıp kolumdan tutarak sessizce merdivenlere yöneldiğinde eliyle sus işareti yaptı. Anlamıyorum, gerçekten o değil miydi? Peki burada ne işi vardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKULDA SAPIK VAR (Serisi)
Teen Fiction17 sene öncesinde bu proje hazırlanmıştı. Proje hayata geçerken kime vuracağı belli değildi. Ezgi'ye dokundu rüzgarı, Kutay'a değdi Ezgi kokusu. Var oluş sebeplerini unutturdu başlarındaki hasta ruh. Kayboldular, birbirlerinde buldular kendileri...