Bölüm 43

2.4K 489 473
                                    

Yazmaktan karakter arayamadım. Gülcan hayal gücünüze kalmış artık. Ezgi'nin daha genç halini bulamadım ayrıca. Bu resmî hoşuma gitti. Sonraki bölüme de erkekleri koyacağın.

zynpbssm Bu bölümü paylaşırken aklıma sen geldin nedense. Ama sen meslek liseliden beri kilit yerlere yorum atarsın zaten. Oradan aklımda kalıyorsun. Ve ve ve. Hafta içi şehzadeye bölüm atmayı düşünüyorum. Çoktandır onları yazmadım. Özledim torunumu. Eşim bu hafta gece vardiyasında olacağı için ve ben geceleri bölüm yazdığım için rahat rahat yazabilirim yani. Ama tabi nasılsa yazacak diye düşünmeyin. Siz desteklerinizi esirgemeyin lütfen. Bana her bölümde trip attırmayın. Kışlık hazırlığımın arasında size bölüm yazıyorum. Kış temizliğine başlayacağım yine bölüm yazacağım. Haydi iyi seyirler. Her bölüm olduğu gibi şoklara boklara girmelik bir bölüm geldi.

Bazı sınavlarımız olur mesela. Sonuna kadar işaretleme yaparsınız. Hepsinin doğru olduğuna emin olursunuz ama sınav bitmeden başa dönüp kontrol edersiniz. O kontrol anında doğru bildiğiniz soruda kafanız karışır ve cevabı değiştirirsiniz. Aslında ilk işaretlediğiniz her zaman doğru olur.

Biz de bu hayat sınavında en başında doğru şıkkı işaretlemiştik. Aklımdaki tüm yapboz parçalarını bir araya getirip denklemi çözmüş olmama rağmen başa dönünce kafam karışmıştı. Kafamı karıştırmak için farklı teknikler uygulamıştı şerefsiz. Ama bilmiyordu işte. Bilmiyordu benim aklımda her zaman ilk şık kalırdı. Bir kere karpuz kabuğu kaçmıştı aklıma. İstediği kadar kafamı karıştırsın, onun yaptığını biliyordum. Onun bakışları ve hareketleri kendini ele vermişti.

Yaslandığım duvar içime içime ağlamalarımdan dolayı sırtımı acıtmaya başlamıştı. Öne doğru eğilip sırtımı duvardan ayırmak istediğim zaman alnım Kutay'ın göğsüne çarptı, anında kollarını etrafıma doladı. Sessiz bağırmalarım devam ediyordu. Sessiz sessiz ağlamalarım bitmek bilmiyordu. Keşke diyordum içimden, acımı o zaman böyle yaşasaydım da şimdi bu kadar yıkılmak yerine daha dik durabilseydim. O anı tekrar yaşayıp, acımı o gün yaşadığımdan daha berbat yaşıyordum. Gerçekler ağır geliyordu. Gerçekler, üzerime tonlarca toprak atıyordu.

"Neden yaptı bunu Ayşenur'a?" dedim sessizce. Cevap beklemiyordum aslında, içimde şiddeti azalmayan depremin sebebini arıyordum kendimce.

Dünyanın duvarları üzerime yıkılmıştı, yıkılmaya devam ediyordu.

"Bulacağız Ezgi."

"Öğreneceğiz abicim..."

Bir Kutay'la sarıldığım dakikaları hesaplayamamıştım, bir de şurada ağladığım zamanı. Ama ağlamak çözüm değildi. Kızlar ağlıyordu, Ayşenur'un ailesi ağlıyordu. Onlar bir çözüm bulamamışlardı. Hatta ailesinin bu muhabbetten haberi bile yoktu.

Yüzümü, gözümü silip derin bir nefes aldım içime titreye titreye. Nefesim bile titriyordu. "Dosya ne açılacak Fatih abi?"

"Abicim bir kendine gelseydin..."

"İyiyim." Benimle beraber hepsinin ağladığını yüzlerine bakınca fark ettim. Kutay hariç. O yine ağlamamıştı. Murat hala gözlerini silerken, Fatih abi kızarmış gözlerini kaçırıyordu.

"Bu görüntülerden sonra yetersiz delil denmez herhalde, doğru değil mi?"

"Doğru. Yani muhtemelen denmez. Denmemesi gerekir. Ama adımlarımızı hala dikkatli atmak zorundayız. Nuri'nin henüz hiçbir şeyden haberi yok. Olursa yine bir şey yapıp kendini kurtarabilir. Defne'yle konuşup bir karara varmalıyız."

Defne deyince aklıma Dilara geldi. Fatih abiye teşekkür edip bize indik, Dilara uyuyordu. Murat salonda yanında kalırken, biz benim odama girdik.

Pencerenin önünde duran yatağıma oturup dışarıyı seyretmeye başladığımda Kutay da karşıma oturdu.

OKULDA SAPIK VAR (Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin