Bölüm 63

2.3K 424 486
                                    


Selam millet. Nasılsınız? Ben iyiyim teşekkür ederim. Ev iş güç derken cihangir okulda olduğu zamanlarda bölüm yazıyorum falan. Neyse hadi iyi seyirler. Yorumları ve beğenileri unutmayalım.

hayalperestbiriyim_ şehzadeyi melekgibi1wie ile röportaj yaptık bakmanızı isterim.

İçeriye girdiğimizde ilk işim Sunay teyzeyi görmek oldu. İki lafın belini kırıp mutfakta olan Mercan halanın yanına gittim. Nasılsın fasıllarını atlayıp elindeki işi bıraktırdım.

"Hala biraz konuşalım seninle."

"Hayırdır kuzum? Mehmet bey bir şey mi dedi?"

"Hayır. Mehmet abi bir şey demedi ama benim içim rahat değil. Bak hala," dedim samimi bir şekilde elinden tutarken. Kutay da ne diyeceğimi bilmediği için kaşlarını çatarak bakıyordu.

"Dün Aras'a gösterdiğin muamele çok yanlıştı. Çocuk, adı üstünde çocuk, babası tarafından kandırılıyor ve sen bütün sinirini ondan çıkarıyorsun. Ceza verebilirdin, bağırıp kızabilirdin ama 11 yaşında bir çocuğu bu şekilde dövmen doğru değildi. Senin kocandan, Gökhan'dan ne farkın kaldı söylesene. Bugüne kadar hep Aras'ı suçluyordunuz, sürekli kızıyordun ama bir kere gidip nedenini sordun mu? Oğlum sen neden böyle yapıyorsun dedin mi?"

"Ne yapacaktım daha Ezgi?" dedi ağlayarak, "Onlara para yetiştirmeye çalışıyordum bugüne kadar. Milletin bokunu temizledim, sonra geldim burada yengeme baktım. Daha ne yapacaktım onlar için? Babaları beş kuruş para vermezken bütün ihtiyaçlarını ben karşıladım."

"Konumuz para değil ki hala. Bende varlık içinde yoklukla büyüdüm. Bir çok ihtiyacım alınmazdı yada geç alınırdı. Ama şikayet etmezdim. Annem ne kadar ters bile olsa yine de gözlerinden anlardım beni sevdiğini. Aynı şekilde babam da. Benden sevgisini, ilgisini eksik etmezdi. Bu yüzden paranın önemi olmadığını düşünürdüm. Hala öyle düşünüyorum. Para kazanılır ve harcanır. Evladı doğurursun ve bakmazsan en başta sen harcarsın. Sonra gelir başkası kullanır ve hayatı mahvolur. Şimdi ben kadına şiddete karşı bir insan olabilirim ama çocuğa şiddete de karşıyım." Kutay hayret ederek dinlerken hala ağlamaktan konuşamıyordu.

"Sana bir hikaye anlatayım. 7 sene önce sıramda oturan Mısra reis, ailesi tarafından küçük yaşta hor görülerek büyütülmüş. Sevilmemiş. Kimse yanında olmamış. Düştüğünde kendisi kalkmış. Kafasına takmıyor gibi görünse bile, sonunda hasta olmuş. Bipolar ve pasif agresiflik. Babasından yeri geldiğinde laf, yeri geldiğinde dayak yemiş... Sevgilisi kurtarmış onu bu hastalıklardan. Sizde mi çocuklarınızı hasta edeceksiniz? Şimdi 11 yaşında bir oğlun, 14 yaşında bir kızın var. İkisinin de psikolojisi berbat durumda. Baba tarafından zaten şansları yoktu ama annelerini de kaybetmek üzereler. Seni çok iyi anlıyorum. Ama sen çocuklarını anlamıyorsun."

"Ne alaka Ezgi?" dedi Kutay tersleyerek, "Halamın kızdığı nokta, seni Tahir'e şikayet etmesi. O piç sana bir şey yapsaydı, halam kendini nasıl affedecekti?"

"Sen karışma Kutay. Ne yapmış olursa olsun, benim yüzümden dayak yemesini de ben yediremiyorum kendime. Bende kendimi affedemiyorum. Dövmesi gerekmiyordu." diyerek sinirle masadan kalktım.

Dinlemezseniz, anlayamazsınız. Mercan hala ne kadar sinirlenmiş olursa olsun, sinirine hakim olmasını beklerdim. Bir anne evladını eşek Sudan gelene kadar dövmemeli. Annelik bunu gerektirmez. Her şeylerine yetişmeye çalıştım diyor ama büyüdüklerine yetişemiyor. Artık ergenlik dönemine girmiş bir erkek yada kız, kim olursa olsun gururu bu şekilde incitilemez. Aras'a göre büyük kalan Fidan bile kendine gelemedi, kendince haklı sebepleri vardı. Bir evladı doğurmak mesele değil, onu hakkıyla büyütmek mesele.

OKULDA SAPIK VAR (Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin