Bölüm 36

2.6K 471 686
                                    

Biliyorum şu an çok sevindiniz. Bölüm bildirimi size harika şeyler hissettirdi. Ama ne diyoruz. Beğeni ve yorum yapmadan geçmiyoruz. Bana destek tam destek. Bol bol gülün bu bölümde.

Mahkeme bölümüne daha çok var. Herkes o zaman Ayşenur'un neden öldüğünü öğrenecek. Failimiz arsızca her şeyi anlatacak. Kendinizi şimdiden hazırlamayın. Çünkü onun öncesinde olaylar sizi daha çok sarsacak.

En sonda spoi var haberiniz olsun. Okumadan geçmeyin. İyi seyirler.

Tükana geldiğimizde Kutay bu sefer mutfaktan çıkmadı. Kahve isteyen olunca o götürdü, boş bardakları getirdi. Benimle beraber ayakçılık yaptı. Mutfaktan çıkmamı istemiyordu. Zaten kimseyi görecek halde değildim. Ozan beni mahvetmişti.

Eve yakın bir yerde arabayı park edip benimle beraber indi. Aslında eve kadar gelmesine gerek yoktu ama yine de geliyordu. Sokağa girdiğim zaman karşı apartmanımızdan Ferhan teyzenin sesini duydum.

"Bak bak. Gene o oğlanla gelmiş," diye seslendi içeriye doğru. Küçük camın alt tarafında Ferhan teyze, üst tarafında evde kalmış kız kurusu kızı Feyza vardı.

"Ana yok başında. Baba desen hasta, kim bilir bu saatlere kadar dışarıda ne yaptı?" dediğinde camın önünde durdum.

"Hayırdır Ferhan teyze? Musluğun su mu akıtıyor?"

"Aa," dedi şaşkınlıkla, "Ne alaka kız?"

"Ne bileyim? Böyle bakınca arıza varmış gibi duruyorsun da..." Laf sokma çabalarıma Kutay 8 adım uzağımda, sokağın başında gülerken onlar ciddiyetle bakıyorlardı.

"Arıza bende değil kızım, sende," dedi karşı laf sokmasıyla, "Her gece bu oğlanla geliyorsun. Dün pazarda da gördüm, eve kadar çıktı hatta." Ben diyorum ama. Diyorum da kimse inanmıyor.

"Sana ne Ferhan teyze?" diye bağırdım sinirlenerek. Beni gözetliyorlar amk.

"Ne demek sana ne? Anan yok diye baban da yok değil ya. Ayıp kızım, bu saate kadar ne yapıyorsun?"

"Bundan da sana ne Ferhan teyze? Seni ne ilgilendiriyor. Okuldan arkadaşım olamaz mı? İlla fesat aklın fesat çalışmak zorunda mı?"

"Kız Ezgi," dedi evde kalmış kız kurusu, "Karşında büyüğün var, düzgün konuş bakayım."

"Sana mı soracağım kuru bakla?" dedim sinirle, "İşiniz gücünüz yok mu sizin? Yok tabi. Sen böyle fitnelikle çok bile yaşadın Ferhan teyze. Kocanı öldürdün gencecik yaşında, sen nasıl sağ kaldın bilmem. Çoktan öteki tarafa göçmüş olman lazımdı. Hadi sen sağ kaldın, kızın hepten sap kaldı. Gelmiş 40 yaşına, evlenemez tabi. Aklınız fikriniz dedikoduda. Hangi erkek alsın senin kızını? Tabi kızını veremedin, sende yokluk yaşıyorsun ya, bana taktınız koca kafalarınızı değil mi? İşi gücü bırakıp beni takibe mi aldınız? Terbiyesiz teyzeler. Kuru patlıcan kızın kimseyi bulamadı diye fesatlığından yapıyor böyle."

"Aaa... Laflara bak laflara. Anam bu kızın dili fazla uzamış. Söylerim seni Ercan'a." Babam benden daha çok memnun bu durumdan. Bilmem haberin var mı?

"Bir de selam söyle. Oturup öteki dünyanız için dua edin azıcık. Belki dedikodu günahlarınız af olur biraz. Gerçi onları affettirene kadar yaşar mısınız Allah bilir. Bence yaşamazsınız. He gerçi Ferhan teyze bu mahallede herkesi dedikodu derdinden öldürür, hepimizi koyar toprağa. Ama kendisi ölmez. Kötülere bir şey olmaz çünkü." Bugün yeterince gerildim zaten. Bir de üstüne mahalle dil gazetesinin diline düştük iyi mi? Sanki ayıp bir şey yapıyorum. Yapsam hadi konuşsunlar. Derdimiz 160 cm boyumu aşmış. Kutay'ın kavak boyunu bile aşmış hatta. Daha ne olsundu?

OKULDA SAPIK VAR (Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin