Bölüm 32

2.7K 461 793
                                    

Dün Mısra kızımın doğum günüydü. Neden kimse kutlamadı?

tuana0922 arkadaşımızın hikayesine destek olalım gençler. Gömülün yorumlara. gzmgklp sen nerelerdesin göremiyorum seni. Elfffff_-- bir sorun mu var dünden beri giremedin. İyi seyirler gençler.

Kollarım Kutay'ın boynunda, kolları belimde sarılı öylece duruyorduk. Tam tamına... Tam tamına... Şey... Pardon tam tamına... Aman Allah'ım! İlk kez bir zaman dilimini saymadım. Kutay'la ne kadar süredir birbirimize sarılıyoruz bilmiyorum. Saymadım. Sayamadım. Saymalara seni ben. Şarkıyı değiştirip kendime göre uyarlamaya çalışırken kendime hala inanamıyordum. Beynim tık tık. Ezgi'den beynime, Ezgi'den beynime. Beyincim orada mısın? Sen saydın mı? Error 404 found. Sistem çöktü, format bile düzeltemeyecek kadar berbat bir hale büründü.

"Kutay," dedim hayret dolu sesimle.

"Ezgi..." Bak şimdi de nasıl güzel söyledi adımı, ne diyeceğimi unuttum. Heh tamam hatırladım. Beynime gönderdiğim sinyallerden cevap alamıyordum.

"Sana bir şey söyleyeceğim ama kızma."

"Söyle," dedi burnunu saçlarımın arasına sokarak.

"Şey... ben ne kadar süredir sarılıyoruz saymayı unuttum. Sen saydın mı?"

Hızla geri çekilip, "Ne?" dedi şaşkın bir ifadeyle.

"Saymadım. Yani saymak aklıma gelmedi. Ne kadar süredir sarılıyoruz bilmiyorum. Hesaplayamadım." Sinir bozukluğuyla gülmeye başladı.

"Of Ezgi. Sayma. Ne olacak yani, sayma. Ölmezsin."

"Ama beynime gönderdiğim sinyallerde cevap vermiyor. Beynime ulaşamıyorum." 'Ezgi sen salaksın,' der gibi bir ifadeyle yüzüme baktı.

"Bana çok aşıksan..." Bende diyordum bizim egolastik nerede kaldı? Bayağıdır ortalarda yoktu. Az önce duygusal anlar yaşarken ortadan kaybolmuştu.

Gözlerimi devirip, "Abartma," dedim utanırken. Utandım anasını satayım.

"Hadi sayıları bir kenara bırak da aşağıya inelim. Annem ne yapıyor bakalım bir. Sonra yemek hazırlayacağız." Kalkıp gömleğinin kollarını sıvarken arkasından gittim.

Annesine baktı, hala çizgi film izliyordu. Cici bebeyi yememiş. Çünkü Kutay'ın yedirmesi gerekiyordu. Zaten yeni kahvaltı yaptı. Canı istemiyordur ki kadının.

Mutfağa girdiğimizde dolaba attığı poşetlerden çıkartıp tezgaha koydu. "Annem Rize'li. Karadenizli olduğu için hamsi vazgeçilmez yemeğidir. Severek yer. Zaten markette temizlettirdim." Demek ki o yüzden o kadar çok kaldı markette.

Balıkları süzgece koyup yıkadıktan sonra tezgaha mısır unu çıkarttı. "Mısır unuyla çok güzel oluyor, hiç yedin mi?"

"Ben de öyle severim hamsiyi. Kızartacağız değil mi?"

"Sen unlayacaksın, ben kızartırım. O arada sende salata yaparsın. Limonlu güzel gider, yani ben öyle severim." Güzel, ortak bir noktamız var elektrik direğiyle.

Ellerini yıkayıp mutfaktan çıktı. Geldiğinde arkama geçip kafama bir şey koydu ve ben anlamadım. "Ne yapıyorsun Kutay?"

"Saçların balık kokmasın..." Düşünceye gel hele.

"Bir şey olmaz," dediğimde, "Cık," dedi, "Papatya kokulu şampuanının kokusu gider." Başıma bir yemeni bağlayıp tezgahın başına geçti.

"Yakıştı da," dedi gülerek. Keyfi bayağı bir yerine gelmişti. Ben olsam benimde gelirdi ki. Çünkü neden gelmesin?

OKULDA SAPIK VAR (Serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin