BEN

15.1K 398 32
                                    

Adım Bade.
Bade Soydan.

17 yaşındayım ve bir yurtta kalıyorum.

Kendimi özetlemem gerekirse küçükken çok duygusal ve alıngan bir çocuktum. Çok sevilmenin yan etkilerinden biri de en ufak seye şımarıklık yapıp mızmızlanmak oluyor sanırım. Şimdiki halimi düşününce o halim gülmeme neden oluyor.

Şimdi nasıl mıyım?

Değişen çok bir şey yok aslında. İçimde bir yerlerde hala o küçük çocuğun yaşadığını biliyorum ama dışarıya yansıttığım kişi içimdeki çocuğun tam zıttı. Hayatta seni dinleyip, seninle şakalaşan ya da küstüğün zaman gönlünü almaya çalışan kimse olmayınca böyle biri olmayı tercih etmek daha doğrusu buna mecbur kalmak çok da garip olmasa gerek.

---

Alarm ne kadar zamandır çalıyor bilmiyordum ama alarm sesimin önce yavaş başlayıp sonra hızlandığını bildiğimden ve şu an deli gibi çaldığından uzun zamandır çaldığını anlamıştım.

Oda arkadaşım Didem en sonunda kalkıp kapatma tuşuna bastı ve "şu lanet şeyi bir daha başımda öttürme," deyip tekrar uykuya geçti.

Tavana uzun bir süre baktıktan sonra doğruldum ve uzun bir süre de yere baktım.

Bu her sabah rutinimdi. Bazen o kadar kötü hissediyordum ki "neden yaşıyorum,yaşam amacım ne?"  gibi sorulara cevap ararken bu şekilde dalıp gidiyorum işte. Ama sonra bir şekilde adapte oluyorum günlük şeylere. Anlamsız, rutin ve zorunda olduğun şeyler.

Bakışlarımı zor da olsa daldığım yerden çekerken bu düşünceleri kafamdan atmaya çalıştım. Ağır bir şekilde kalktım ve lavaboya yöneldim. El-yüz yıkama gibi günlük rutin işlerimi halledip üzerime bir sweatshirt ve dar paça siyah bir kot geçirdim.

Spor ayakkabılarımı ve montumu da giyip dışarıya çıktım.Hava o kadar soğuktu ki titrememe neden olmuştu. Ama soğuk iyiydi,aklımdaki şeylerin uçup gitmesini sağlıyor, sanki bir şekilde onları da donduruyordu.

Normalde bugün köpek bakıcılığı yapacaktım ama yağmur yağdığı için Meltem Hanım gelmememi söylemişti.

Hayvanları seviyordum ve bu şekilde kafa dağıtıyordum işte.

Ha bir de, yarın ilk defa yeni okuluma gidecektim. Özel bir okuldu ve ben burslu olarak gidecektim.

Evet bir süre okula ara vermiş olabilirim ama ders çalışmayı severdim. Kafa dağıtacak bir şey bulamadığımda-ki genellikle olan buydu-ders çalışmaya çalışırdım ve bir şekilde işe yarardı.

----

Bir süre dışarıda dolandıktan sonra yurda geri döndüm. Didem geldiğimden hoşnut olmadığını belirten sesler çıkarsa da aldırmadan üstümü değiştirmek için lavaboya gittim. Çıktığımda Didem gitmişti. Ben de okul formalarımı masanın üstüne koydum ve yatağa oturup düşünmeye başladım. Ders çalışmayı sevsem de okulu sevmiyordum. Arkadaş olaylarında gerçekten kötüydüm o yüzden bu yeni okul işi beni geriyordu. Aslında Didem de aynı okuldaydı ama ona bunun hakkında soru soramayacağımı biliyordum. Benden nefret ederdi ben de ona tepki vermezdim. Birilerinin benden nefret etmesine alışmıştım.

Saate baktığımda baya geç olduğunu gördüm ve duş alıp yatağa girdim ama uyku tutmuyordu. En sonunda vücudumu gerdim-evet kesin çözüm bu- ve uykuya daldım.

Sabah alarmın sesine uyandığımda Didem yine o abartı makyajlarından birini yapıyordu, o görmeden gözlerimi devirdim. El yüz rutinimi tamamladıktan sonra formalarımı giydim ve aynaya baktım. Yakışmış mıydı? Bilemiyorum ama en azından garip durmuyordu. Krem dar dizimden bir karışa yakın yukarıda bir etek, beyaz üzerinde bordo okul amblemi olan bir t-shirt ve bordo bir hırka.

Saçlarımı düzelttim ve biraz rimel sürdüm. Sonra ne diye sürdüysem gibi şeyler düşünsem de silmedim ve Didem'in ardından yurttan çıktım.

İçimdeki Sen #wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin