Her şey zamansız bir ölümle başladı.
En değerlim kollarımda can verirken içimde çoktan bir savaş başlatmıştım.
Savaşım ölüm meleğine değil, onu benden koparmak için ölüm meleğini davet eden kirli ruhlara karşıydı.
İçimi dolduran kin, akıttığım her...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Cem Adrian~ O kirpik hâlâ bende sevgilim... ❆
Elleri
Üşüyordu
Kalbi sanki
Karda
Aldım sardım
Sarıldım ona
Dedim ki
Artık hiç korkma
Durdu, sustu
Dokundu saçlarıma
Bir kirpik düştü yanağına
Özledim
Özledim
Saçlarımda oysa hala ellerin
Özledim
Çok özledim
O kirpik hala bende sevgilim...
❆
Göz kapağımın arasından sızmaya çalışan güneşle uyanmıştım ama bir anlığına zamandan ve mekandan soyutlanmış gibi hissettim. Nerede olduğumu idrak edemediğim saniyelerde ikinci şoku yanımdaki adamla yaşamıştım.
Ela gözlerini çevreleyen kirpikler ağır ağır açılıp kapandığında o da bana dönmüştü. Aramızda kolumu uzatabileceğim kadar bir mesafe vardı. Ben yatağın bir ucunda o diğer ucundaydı.
"Uyanmışsın. Günaydın Buz Kadın." dediğinde sesini düzeltmek adına olsa gerek hafifçe öksürdü. Gözlerine baktığımda dün geceden bir farkı olmadığını hatta daha fazla kızardığını gördüm.
Kaşlarım çatılmıştı. "Sen uyumadın mı?" diye sordum şüpheyle. Kırgın bir tebessüm değdi yüzüne. Bir şey demesine gerek kalmadan saçlarımın üzerindeki bezi fark etmiştim.
Hafiften ıslak olan bezin alnımdan saçlarıma doğru kaymış olması muhtemeldi. "Ateşin çıktı gece Buz Kadın." dediğinde tuhaf bir ifadeyle yüzüne baktım. Bundan ona neydi ki?
Güldü. "Ancak bu şekilde sıcak olabiliyorsun sanırım." dediğinde dünkü konuşmamıza atıfta bulunduğunu anlamıştım. "Sadece hasta olunca değil başka zamanlar da sıcak olurum Devrim." Yaptığım imayı anlama sırası ondaydı ve yutkunduğunu gördüm.