❆Sezen Aksu~Farkındayım
Ne gemiler yaktım
Ne gemiler yaktım
O kadar yandı ki canım
Sonunda karşıdan baktım
Ne göreyim kendime yıldızlardan daha uzaktım
❆
"Günaydın!" dedi Devrim oldukça yüksek sesle. Bana döndü. "Buz Kadın bu iş sıkıcı olmaya başladı." Silahını parmağında döndürdüğünde adamlar onu izliyordu. "Ben ego savaşı, nefret, kin ve gözyaşı bekliyordum. Oysa burada sadece kendini bilmez biri var."
Gözlerimi devirdim. "Beyler silahlarınızı yere bırakın." Üçü de hızla silahlarını çıkarıp yere bıraktı. Başımı sağa çevirdiğimde ayaklarıyla uzaklaştırdılar silahlarını. Memnun bir ifadeyle ilerledim. Silahlarını bırakan adamların koridorda yürürkenki gibi kendilerinden emin yüz ifadeleri buhar olup uçmuştu. Çünkü silah daima fiziksel olarak zayıf olanı kendinden emin kılardı.
Oysa ruhu güçlü olanın silahlara da kalkanlara da ihtiyacı yoktu.
"Hakan sen biraz dışarı çık istersen." dediğimde Devrim bana dönmüştü. Hakan gülümsemeye çalışmıştı ama başarısız olmuştu. Hızlı adımlarla dışarı çıktığında sahte Alaşah'ın önüne ilerledim. Silahımı belime yerleştirip tam burnuna sağlam bir yumruk geçirdiğimde çıkan kemik sesini duyabilmiştim.
Tekrar elimi kaldırdım. "Dur!" dedi Devrim. Sorgulayıcı bakışlarımı ona yönelttiğimde gülümsedi. "Bu zevki bana bahşeder misin?" diye sordu lütfen der gibi. Adamın yüzüne baktığımda geriye yaslandı. "Sanırım o da beni tercih ediyor." dedi Devrim sahte bir tiksintiyle. Aynı zamanda parmağıyla burnu kanayan adamı gösteriyordu.
Devrim'in bugün tuhaf davrandığı aşikardı fakat nedenini asla anlayamamıştım. Normalde oldukça ciddi ve sessiz olan adam sanki bir şeylerden kaçar gibi sahte bir neşeye sığınıyordu. Belki özel hayatında işler ters gidiyordur diye düşündüm. "Al senin olsun, benim işlerim var zaten. Yan tarafta bir kahve içeceğim işin bitince arabada buluşuruz."
Teşekkür eder gibi gülümseyip onayladığında kapıya ilerledim. Sekreter koltuğunda oturan Hakan hızla ayağa kalktı. "Bilge Hanım sizinle konuşmam gereken bir konu var." dedi çekingen bir tavırla.
"Evet."dedim gözlerine bakarak. "Biraz özel bir konu aslında belki sonra da-"
"Kahve içmeye gidiyorum, gelebilirsin. Söylersin ne diyeceksen." dediğimde beni onayladı.
❆
"Dinliyorum." dedim kahvemi tabağa bırakırken. Sessiz kaldı. "Bakın beni az çok tanıyorsunuz. Konuşmak istediğinizi söyledikten sonra sessiz kalmanız beni sinirlendirmekten başka bir şey yapmıyor. Ve bunun da tek nedeni söyleyeceklerinizin de aynı etkiyi yaratacak olması değil mi?" Tereddütle ceketini düzeltip kahve fincanını sağ tarafa çekti. Boş kalan tarafa kolunu yerleştirdiğinde onu izlemekle meşguldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER DEVRİMİ (01.29) Tamamlandı
Misterio / SuspensoHer şey zamansız bir ölümle başladı. En değerlim kollarımda can verirken içimde çoktan bir savaş başlatmıştım. Savaşım ölüm meleğine değil, onu benden koparmak için ölüm meleğini davet eden kirli ruhlara karşıydı. İçimi dolduran kin, akıttığım her...