Her şey zamansız bir ölümle başladı.
En değerlim kollarımda can verirken içimde çoktan bir savaş başlatmıştım.
Savaşım ölüm meleğine değil, onu benden koparmak için ölüm meleğini davet eden kirli ruhlara karşıydı.
İçimi dolduran kin, akıttığım her...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ben geldim yine, yeniden...
Bugün ben bölümü atmadan evvel ya da bölümden sonra karşılaşacaksınız bu satırlarla...
Peki neden yazıyorum şimdi bunları? Çünkü bugün çok özel bir gün. Evet hepimiz için özel bir gün aslında 29 Ekim ama benim için biraz da özel nedenleri var bu günün...
Kader Devrimi'nin başlangıcının günü bugün...
Bugün tam 1 yaşında bu buz satırlar.
❄ 🍁🍂 ❄
Ve bahsetmek için bugünü beklediğim bazı şeyler var. İlgilenebilirsiniz diye düşündüm. :")
Öncelikle daha tek çizik atmadığım zamanlara gidelim istiyorum beraber. Gece yarısı... Benim ruhum melankoli denizlerinde bir o yana bir bu yana süzülürken... Yok yok savrulurken. :)
Dışarıda in cin yok. Uyumam lazım aslında ama bir şey beni tutuyor. Kaldırım taşına odaklanmışım başka bir şey yokmuş gibi kskdkdkdx Her neyse odaklandığım kaldırım taşının önünden geçen ve tabiri caizse ilk başta siyah bir gölgeye benzettiğim (gölge zaten siyah olur yavrum. Öyle mi tamam o halde.) biri geçti.
(Eee sonra??? Meraklandım kız. Ya bir sus kurban olayım bir şey anlatıyoruz şurada. Öhömm...)Siyah kapüşonunu başına geçirmiş, baştan aşağı siyah giyinmiş bir adam. Dikkatimi çeken tek şey sigarasıydı. (Tamam anladık kim olduğunu.)
Adamın hikayesini okuyamadım, yazmak istedim bir anlığına... Kim olduğundan ziyade neden herhangi bir yerde olmak yerine burada oluşuna takıldım. Adam gitmişti, ben hala aynı yere bakıyordum. (Delisin sen, bak vallahi. Sussana sen artık.)
Her neyse sonra bu adamın hikayesinin benim hayatımda bir devrime neden olacağını sezmiş gibi Devrim olsun adı dedim. Finali yazdım kafadan. Sonra ruhum daraldı tabi.... -_-
O gün 28 Ekim'i 29 Ekim'e bağlayan geceydi. Ertesi gün yani 29 Ekim'de yazmaya başladım. Ama isimler bile net değil yani skkxkdkd
Ciddi ciddi Bilge'nin adı ilk başlarda Asmin falandı işte gördüğünüz gibi. (Siyah saç, yeşil göz mü? Peki.) Karakterler bile yokken ilk yazdığım kısım ise şurasıydı:
"Daha yavaş sür Bilge, dikkat çekmeyelim." Araba, su katılmış rakı rengi bulutlar altındaki ormanda derinlere ilerlerken iyice asılmıştım gaz pedalına, en büyük dikkati bu bataklığa girerek çekmiştim zaten. Her zaman yaptığım gibi yine içimdeki fırtınalara aldırmadan gülümsemeye başladım. Ozan bu gülümsememin hep psikopatça göründüğünü söyler ve haksız da değildir. Telaşı gözlerinden okunurken umursamazca bağırdım.
