BÖLÜM 16

6.2K 353 163
                                    

Sırtımda hissettiğim acı ve sonrasında ayaklarımda hissettiğim yanma ile çığlık attım ve olduğum yerden uzaklaşmaya başladım.

Yürümem ile ayaklarımın altı acıyordu. Kimseden ses çıkmıyordu. Ya da ben duymuyordum Birden sırtım yanmaya başladı. Aynı acıyı boynumda da hissediyorum.

Neler oluyor?

Elimi boynuma götürdüm. Parmaklarım kan olmuştu. Ayaklarıma baktım. Yer kan olmuştu. Sonra kafamı kaldırdım. O anda gözlerim kapandı.

Poyraz dan

Rüzgar abim yine kriz geçiriyordu. Abim adına endişeliyim. Ablam da abimin yanına gitmek istiyordu. Ama izin veremezdim. Ona zarar gelirdi.

Belinden tuttum ve havaya kaldırdım. Boyumun uzun olmasının avantajı da buydu. Abilerim gibi uzun olacağım galiba.

Ablamı dışarıya çıkardım. Ama kıyamayıp içeri götürdüm. O an vazoyu hesaba katmamıştım. Vazo sertçe sırtına çarptı. Ablam kafasına darbe gelecek diye kollarını kafasına sarmıştı. O an ağır çekim gibi gelmişti. Üzerindeki gecelik inceydi. Gecelik dediğime bakmayın. Eşofman takımıydı.

Vazonun ablamın sırtına sertçe çarpma sesini duydum. Ayrıca vazo sertçe çarpmanın etkisi ile kırılmıştı. Benim canım acıdı sanki. Kalbim ağrıdı. Öyle çığlık attı ki, oturup ağlamak istedim.

Bir an kafasındaki kollarını gevşetti. Kimse konuşmuyordu. Çünkü kimse böyle birşeyi beklemiyordu.

Kırık vazo parçalarına basarak yürümeye başladı. Canı acımıyor muydu? Arkasını göremiyorum. Elini boynuna götürdü. Parmakları kandı. Ayakları zaten kandı. Kafasını hafifçe kaldırdı. Anında bayıldı. Neyse ki Meriç abim yere düşmeden ablamı tuttu. O an sırtını gördüm. Gözümden bir yaş aktı.

Sırtında kan vardı. Benim canım yanıyordu. Ayaz abim bağırıyordu. Meriç abim birşeyler söylüyordu. Rüzgar abim ise tepkisizce olduğu yerde duruyordu. Ben... Ben ablamın elini tuttum. Sıkıca elini tuttum. Ablam beni bırakmazdı değil mi?

Tüm mahalleyi inletecek şekilde ambulans sesi geldi. Zaman kavramı bende yoktu. Ablamın şu an canı acıyordu.

Sağlıkçılar içeri girdi Hemen ablama birşeyler yapmaya başladılar. Sonra sedyeye gibi bir şeye yüz üstü yatırıp hızlıca götürmeye başladılar.

Ablam sevmezdi hastaneyi. Küçüklüğü hastanede geçti çünkü. Hep hasta olurdu.

Aklıma bu eve ilk gelişimiz geldi.

Ben: Selin, korkuyorum.

Ablam: Aaa sana korkmak hiç yakışmıyor Poyraz. Ne zaman korkarsan sarıl bana ben de sana sarılacağım ve korkun geçecek.

Gülümsedim. Birden sarsıldım.

Ayaz abim: Hadi gidiyoruz Poyraz çabuk!!

Kafamı salladım ve koşarak evden çıkıp arabaya bindim. Aklıma gelen şey ile tekrar düşüncelerle daldım.

O gün dışarıda oynarken çok kötü düşmüştüm. Abilerim evde değildi. Okula gitmişlerdi. Ablam ile ben evdeydik.

Ablam: Poyraz? Ne oldu sana?

Telaşla yanıma geldi. Bacağıma baktı.

ABİLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin