Selin den
Ben: Abicim! İyi misin?
Gözlerini yavaşça araladı. Yeşilleri ile bana baktı. Boş boş bakıyordu. Derin bir nefes aldı. Poyraz da hemen yanımıza geldi. İkimiz de abimin elinden tuttuk. Poyraz hemen duvardaki düğmeye bastı.
Ben: Abim, iyi misin?
Poyraz: Abi ben çok özür dilerim. Gerçekten istemeden oldu. O an gözüm karardı. Odanı dağıttım. Ben çok özür dilerim. Abi nolur affet beni.
Meriç abim: Oğlum, bir sakin ol. Tamam, sorun değil. Ben seni affettim.
İçeriye hemşire ile doktor geldi.
Doktor: Merhaba.
Dedi ve bize baş selamı verdi. Sonra abimin yanına gitti ve kontrollerini yaptı.
Doktor: Küçük hanım ve küçük bey, sizi odama alayım. Hastamızın yanında konuşmayalim.
Dedi ve bize gülümsedi. İkimiz de doktorun arkasından gittik. Odasına girdik.
Doktor: Buyrun, oturun lütfen. Ben Ali. Memnun oldum.
Ben: Ben de Selin. Kardeşim Poyraz
Doktor: Biliyorum.
Dedi. Hafifçe kaşlarımı çattım.
Doktor Ali: Yani, Meriç anlattı. Biz çok yakın arkadaşız. İki lafından biri sizsiniz.
Gülümsedim. Doktor Ali abi ciddileşti.
Ali abi: Abinizin durumu kötü değil. İyi bir bakıma ihtiyacı var. Her hafta hastaneye kontrole gelmesi gerek. Bol bol dinlenmeli. Kendini zorlamasın. Mümkünse eğer ev yemekleri harika olur. Biraz ağrısı olabilir. Bu çok normal. Onun için gerekli ilaçları yazacağım.
Gülümseyerek bize baktı. Ben de gülümsedim.
Ben: Teşekkür ederiz Ali abi.
Ali abi: Rica ederim. Görevim.
ikimiz de odadan çıktık.
Poyraz: Çok cana yakındı.
Kafamı salladım. İyi ki tanıştık. Böyle iyi insanlar ile tanışmak, dünyanın iyi olması için küçük de olsa bir umut olduğunu bana hatırlatıyordu.
Abimin yanına geri gittik. Odasına girdik. Ben hemen abimin yanına oturdum ve elini tuttum.
Ben: Abicim? Neden bize söylemedin?
Meriç abim: Meraklanmanızı istemedim. Hem Ali ne dedi? İnşallah saçma sapan konuşmamıştır.
Poyraz: Abi bence sen bir süre şirketi unut.
Dedi ve yarım ağız sırıttı. Bunu hep abim bize söylerdi. Ben de kıkırdadım.
Meriç abim: Küçüklüğümü gördüm. Küçüklüğünüzü...
Dedi. Abimin elimdeki elini biraz sıkılaştırdım. Abim bana bakınca gülümsedim.
Ben: Abi? Benim çikolata yememe işi ne zaman bitecek? Bir tane bile yemedim. Yemek istiyorum artık.
Meriç abim: Onu sonra konuşuruz. Rüzgar ve Ayaz nerede? Siz nasıl geldiniz buraya?
Poyraz a kaçamak bir bakış attım. Ardından konuştum.