Kapının arkasından kalktım. Pencereye doğru gittim. Belki atlayabilirim. Perdeyi açtım. Ama gördüğüm şey ile daha fazla şaşırdım. Pencere açılmıyordu. Kilitlemişler.
Sinirle yatağıma gittim. Sonra kapıya vurmaya devam ettim.
Ben: BENİ HİÇBİR ŞEY YAPMADIĞIM HALDE BURAYA KİLİTLEYEMEZSİNİZ!! ABİ AÇ KAPIYI!!
Hiç ses yoktu. Yavaşça yatağımın yanına gittim. Hava yavaş yavaş kararıyordu. Sırtımda acı hissettim. Büyük morluk hala tam geçmemişti. Canım bazen acıyordu.
Yatağıma girdim. Bunların rüya olmasını dileyerek gözlerimi kapattım.
Kapıdan gelen kilit sesi ile gözlerimi açtım. İçeriye Ayaz abim elinde bir kutu ile girdi. Hemen yatakta doğruldum. Rüya değilmiş.
Ayaz abim kutuyu yatağın yanına koydu ve içini açtı. İçinden bir elbise çıkardı
Yatağın üzerine koydu. Abime şaşkınca baktım.Ayaz abim: Bunu giy. Saçını yap, makyaj falan da yap. Yarım saatin var.
Ben: Abi? Ne için bu? Giymek istemiyorum. Giymeyecegim.
Ayaz abim: Giyeceksin Selin.
Dedi ve dışarı çıktı. Kapıyı kilitledi.
Ben: GİYMEYECEGİM.
Dedim. Elbiseye baktım. Abilerim bunu giymeme hayatta izin vermezdi. Kısaydı, ayrıca dekoltesi vardı. Giymem ki ben bunu. Normalde olsa bile giymem. Çok kısa. Göğüs dekoltesi var, bir de sırt dekolteli. Ayrıca çok kısa.
Elbiseyi aldım, kenardan bir makas aldım ve elbiseyi kesmeye başladım. Sonra dolabımın karşısına geçtim.
V yaka olarak düşünebilirsiniz.
Ne olduğunu anlamadım. Neden elbise getirdi. Makyaj yapmamı istedi? Oysa ki abim makyaj yapmamı istemezdi.