Akşam olmak üzereydi ove ben odamdan hiç çıkmadım. Zaten kahvaltıyı Rüzgar abim ile öğlen yaptığımız için fazla zaman geçmemişti. Ayrıca Meriç abimin yanında da gitmemiştim.
Poyraz ı ise olaydan sonra hiç görmedim. Kapım çaldı. Her kim ise girmesi için komut verdim. Hizmetli abla gelmişti.
Hizmetli abla: Kızım, seni yemeğe bekliyorlar
Ben: Tamam abla. Teşekkürler.
Dedim ve oturduğum yerden kalktım. Odamdan çıktım ve yavaş yavaş aşağı indim. Masada tam kadro beni bekliyorlardı. Ben de oturdum ve yemeğe başladık. Kafamı kaldırdığımda Poyraz in bana baktığını gördüm. Ve önüme geri döndüm
Fazla yemek yemek istemiyorum. Ama yedim.
Sonra izin istedim ama Meriç abimin sorusu ile oturmak zorunda kaldım.
Meriç abim: Selin, Poyraz bir sıkıntı mı var?
Diye şüphe ile sordu. Poyraz konuşacağız anda ben cevap verdim.
Ben: yok abi.
Meriç abim: Rüzgar bugün Poyraz in sesini yükselttiğini duymuş, doğru mu Poyraz?
Poyraz ilk önce bana baktı. Özür diler gibi bakıyordu. Gözlerinde pişmanlık vardı. Kaşlarımı söyleme anlamında havaya kaldırdım. Söylerse abim çok kızacaktı
Poyraz: Doğru abi. Bugün telefonla konuşurken bağırdım.
Meriç abim: Tamam.
Dedi. Ben de odama gitmek için tekrar izin aldımve odama geçtim. Küçük kitaplığımdan bir kitap aldım bu kitabı en az üç defa okumuşumdur. Ama yapacak birşey yok. Tekrar ezberlediğim sayfayı okumaya başladım.
Ben kitabın yarısına gelmiştim ki kapım çaldı. Girmesi için komut verdim ve kimin geldiğini bakmak için hafif eğildim. Poyraz gelmişti.
Gelmek için izin ister gibi bakıyordu. Kafamı salladım ve kitabı kenara bıraktım. Bir eli arkasındaydı. Önümde durdu.
Poyraz: Abla ben çok özür dilerim. Sana bağırmamalıydım. Üstüne üstlük o sözlerin söylememeliydim. Sen hayatımda iyi ki varsın. Bana karışmanı seviyorum, benimle uğraşmanı, hatta bana lakap takmanı da. Benden uzak durma abla. Beni sakın rahat bırakma. Yapamam çünkü. Beni sen büyüttün. Aramıza on bir ay olmasına rağmen benim annem oldun. Beni sakın bırakma. Seni seviyorum.
Dedi ve arkasına sakladığı çiçek demetini bana uzattı. Gül almıştı. En sevdiğim. Gülleri aldım ve kokladım. Mis gibi kokuyordu. Ayağa kalktım ve gülümsedim.
Ben: Teşekkür ederim
Dedim ve sarıldım. Boyu benden uzun olduğu için parmak uçlarımda durmak zorunda kalmıştım. Poyraz da hemen kollarını belime sardı.
Ben: Sakın bir daha öyle şeyler söyleme. Çok üzüldüm.
Poyraz: Çok pişmanım abla.
Ben: Tamam.
Dedim. Daha da sıkı sarıldı. O anda kapı yavaşça açıldı. Ayaz abim gelmişti. Abim bizi görünce önce kaşları çatıldı ama sonra gülümsedi ve sessize çıktı.
Yavaşça ayrıldık. Elimi tuttu. Sonra ceketinin cebinden iki kutu çikolata çıkardı. O kutuları oraya nasıl koydu bilmiyorum ama iyi ki yapmış.