26// Beklentiyi Karşılamak

2.1K 125 380
                                    

Satranç oynamakta çok kötü olan birine göre gayet usturuplu plan yapıyordum. Her şey bir Muggle öğüdünden ibaretti: Önce sola bak, sonra sağa bak, sonra yeniden sola bak ve karşıya geç. Çok basit.

Solu, yani Karanlık Taraf'ı her gün gözlüyordum. Regulus'un bana anlattıklarından ziyade anlatmadıkları da vardı ki bunları sadece kulak misafiri olarak ya da tahmin yürüterek öğrenebilirdim. Kulak misafiri olmak zordu. Lestrange'in gözü sürekli üstümdeydi. Herhangi bir şeyden haberim olduğunu anlarsa biletimi kesecekti, bu yüzden karanlık konulardan özellikle kaçıyormuş gibi davranıyordum.

Ayrıca sağ taraftan, Aydınlık'tan da haberdar olmalıydım. Bunu yapmanın en kolay yolu ise eski bir tanıdığa mektup yazmaktı.

Ortak Salon'daki masada oturmuş tüy kalemi çeneme sürterken boş parşömene ne yazacağımı tasarlıyordum. 'Seninle görüşmek zamanında bana çok şeye mâl oldu, şimdi borcunu ödeme vakti.' yazamazdım... Çaresizi oynamam gerekliydi ki vicdan yapsın.

Kısa bir süre sonra dolgun mürekkebi kağıtta kaydırdım.

"Sevgili Sirius,

Eğer zorunda kalmasam sana yazmayacağımı biliyorsun. Artık okulda değilsiniz ve ben kiminle iletişime geçeceğimi bilemiyorum.

Regulus'un durumunun kötü olduğunu düşünüyorum. En son size Karanlık Taraf'a katılmadığını söyledim, fakat artık emin olamıyorum. Ona çok baskı yapıyorlar.

Durakladım. Yeterince inandırıcı mıydı? Benim tek başıma halledemeyeceğim bir mesele olmasına inandırmalıydım onu. Ah gücün gözü kör olsun, tek başıma halledemeyeceğim meseleler çok azdı.

Bir yanlış anlaşılmaya kurban gitmesini istemiyorum. O masum. Artık onunla eskisi gibi konuşamıyoruz, çünkü ötekiler yakın olmamıza izin vermiyor.

Karanlık Taraf'ta bulunmayacağımı belirterek onlara restimi çektim. Fakat kardeşin bunu yapmadı. Korkuyorum.

Lütfen bana yaz. Onun için hala umut ışığı var.

Son çarem olmasan sana yazmayacağımı biliyorsun. Bu mektubu benim yazdığımdan emin olman için de sadece ikimizin bildiği bir olayı hatırlatıyorum: Bana Ophelia'nın adını veren sendin. Bunun için tekrar teşekkürler.

Yanlışlıkla çıkma teklifi ettiğin kız, M.D.Blanchard."

Fazla uzun bir mektup olmasından rahatsız olmuştum, ama ne kadar kaygılandığımı anlaması için iyiydi. Şimdi beklediğim cevapta Aydınlık Taraf'ın ne düşündüğü, neleri bildiği ve ne yapacağı hakkında ufak ipuçları alabilirdim. Regulus'un Ölüm Yiyen olduğunu bildiğimi kimse bilmiyordu. Bunu Sirius'a söylemem söz konusu bile değildi, ihbar etmiş olurdum. Fakat şüphe ettiğimi söylemekten -ki zaten onlar da şüphe ediyor olmalıydı- ve kendimi temize çıkarmaktan zarar gelmezdi. Sirius aracılığıyla Aydınlık'ın da güvenini kazanabilirdim... İleride mutlaka ihtiyaç olurdu.

"Niye ben yapıyorum?!" diye bağırdı Regulus, son yarım saattir Ortak Salon'un ortasında volta atıyordu. Ölüm Yiyen arkadaşlarıyla üstü kapalı bir şeyi tartışıyorlardı.

"Çünkü sen boştasın. Anlamak bu kadar mı zor Black?" dedi Rabastan her zamanki köşesinden, kollarını koltuğa yayarak rahatça kurulmuştu.

"Ben yaparım diyorum." dedi Rosier, o da her zamanki teklisinin ucunda Lestrange'i ikna etmeye çalışıyordu.

"Sen yapamazsın bir kere."

"Neden? Bu benim uzmanlık alanım!"

"Uzmanlık alanın değil, ünlü olduğun alan. Katakulliye getirildiğini anlamaması için senin gibi göz önünde birine değil, Black'e ihtiyacımız var."

The Awkward Life of Drizella BlanchardHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin