Hola bugün iğrenç bir gün bu yüzden kısa keseceğim buyrun bölüme
Yine yazarın yani benim ağzımdan
Mavi gözlerini açar açmaz gülümsedi. Güneş batmıştı ve tahmin ettiğinden daha fazla uyumuştu ama kapı çalınca uyanacaktı o. Eren henüz gelmemiş miydi acaba?
Yatağından kalkıp odasındaki balkona çıktı biraz esneyip saçlarını topladı ve bulunduğu yer ve yanında olan insanlar için şükretti. O kadar mutluydu ki...
Elini yüzünü yıkayıp odasından çıktı ve telefonundan saate baktı. Saat ne ara 8 olmuştu? Önce Deniz ve Bora'nın kaldığı odaya gitti. Kapısını yavaşça araladı ve ikisinin de uyuduğunu gördü. Bora uçakta mental olarak çok yorulmuştu malum normaldi bu uyku ama Deniz'in uyanık olmasını dilerdi.
Deniz'i o an öpmek istedi ve parmak ucunda yürüyerek içeri süzüldü. Deniz sırtı dönük yatıyordu bu yüzden yüzünü görene kadar sessizce yürümeye devam etti Mavi.
Bora zaten top atsan da uyanmazdı aynı Ceyla gibi, o Deniz uyanmasın diye uğraşıyordu. Yanına gidip bir süre sevgilisini izledi. Ne de huzurlu uyuyordu. Acaba rüyasında ne görüyor diye düşündü.
Eğilip dudağının kenarına küçücük bir öpücük kondurdu. Deniz uykusunun en güzel yerinde dudak kenarında hissettiği dudaklarla gülümsedi hafifçe. Ve o da Mavi'yi öptü. O an Deniz'in uyandığını gören Mavi panikledi, oysaki uyandırmak istememişti.
Fısıldayarak konuştu. "Ay özür dilerim uyandırmak istememiştim."
"Beni hep böyle uyandıracaksan benim için sorun yok." dedi ve kendine çekti Mavi'yi. Mavi gülümsedi ve yatakta yatan Deniz'e rahat sarılabilmek için yanına uzandı.
Göğsüne yatan sevgilisiyle gülümsedi Deniz. Yüzüne minik öpücükler bıraktı ve sıkıca sarıldı.
Mavi de en rahat olduğu halindeydi şu an. Bıraksalar sonsuza kadar Deniz'in göğsünde yaşardı. "Acıktın mı?" dedi Deniz kendisinin de acıktığını fark ederek.
"Şş sessiz ol Bora uyanacak şimdi."
"Yok bee şimdi onunla konuşsak rüyasında sanar her söylediğime cevap verir o."
"Ne sen ciddi misin?"
"Deneyelim istersen?" Mavi keyifle güldü ve kafasını salladı. Ayaklandılar ve Bora'nın yatağına yöneldiler.
Bora memnun bir ifadeyle uyuyordu ve rüyasında kendini Buz Devrindeki Sid olarak görüyordu. Deniz hafiften eğildi.
"Bora nerdesin?" dedi normal bir sesle. Bora mırıltılar çıkarmaya başladı sarıldığı yastığa iyice sokuldu ve gülümseyerek konuştu. "Buz Devrinde..."
Mavi gülmemek için elini ağzına bastırıyordu. Denizse gülüyordu.
"Napıyorsun orda oğlum?"
"Yavrularımı arıyorum."
"Senin yavruların yok ki Bora." Bora kaşlarını çattı ve huzursuzca kıpırdandı.
"Benim adım Sid lan! Bora kim?"
"Peki peki ne yavrusu bunlar?"
Bora çarptığı kaşları serbest bırakıp keyifle sırıttı. "Dinozor..."
"Onlar senin değil sen dinozor değilsin. Hem bak anneleri gelmiş geri ver yavruları."
"Hanım hanım! Bunlar benim yavrularım." Sid'in taklidini yaparak kurduğu cümleye dayanamayıp kahkahayı patlattı Mavi. Bora birden sıçrayarak uyandı. Neye uğradığını şaşırmıştı. Korkudan gözleri karpuz kadar açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hipotalamus /Texting-Ara Verildi
Teen Fiction0537***: İnsanlar kalpleriyle aşık olmazlar biliyor muydun Deniz? 0537***: Aslında aşık olacağımız kişiyi seçen beyindeki hipotalamusumuz. 0537***: Ve benimki seni seçmiş... 25.08.2020 yazmaya başladım 01.10.2020 yayımladım🌸 Reklam yapmazsanız sev...