3.3

20 3 54
                                    

"Neyden ilk defa rahatsız olmuyormuşsun?"

Kafamızı çevirdik hemen arkaya. Gelen Derin'di. Derin bir oh çektim. Evet çektim diyorum çünkü Ceyla böyle şeyleri umursamazdı gelen Eren bile olsa. Düşündüğü şeyler direkt ağzına gelir ve onları söylemekten çekinmezdi bunları duymuş olsaydı da sorun etmezdi bu yüzden.

"Hoş geldin kız sevdiceğinden ayrılmışsın?" dedim göz kırparak gülümsedi "Sizi merak ettik 'ben gidip bakarım' dedim geldim." dedi. "Hoş geldin canım." dedi Ceyla da.

"Ee neymiş o ilk defa rahatsız olmadığın şey?"

"Birinin bana ilgi göstermesi." dedi Ceyla da. "Kimmiş bu bey?"

"Eren." Derinin şaşkınlığı gözlerinden okunuyordu. Tabi Barış'la o kadar meşguldü ki etrafında olan bitenden haberi yoktu. Gerçi ben de fark etmemiştim ama konumuz bu değildi.

"İçerdeki?"

"Evet."

"Umut'un arkadaşı olan?"

"Evet."

"Soylu?

"Ay evet Derin o." dedim en sonunda ben cevap vererek. Ağzı 'o' şeklini aldı. "Ceyla etkilendin mi kıızz?" dedi Derin şaşkınlığını hala üzerinden atamamıştı. "Henüz bir şey yok." dedi Ceyla da dürüst olarak.

"Normalde Ceyla kimsenin kendisine ilgi göstermesine müsaade etmez bu bile büyük bir şey." dedim açıklayarak. Ki doğruydu. Kafa salladı belli belirsiz Ceyla da. Biraz yürüyerek Derin ve Barış'tan sohbet ettik biraz Deniz'in muhabbeti geçti derken artık hava iyice serinlemişti.

Kafeye geri döndük ve Derin hemen sevdiceğinin kollarındaki yerini aldı. Ben de hiç düşünmeden yanan şöminenin yanındaki pufa oturmuştum. Sevdiceğim vardı ama sevgilim yoktu artık bekleyeceğiz mecbur böyle momentlar için...

Çok geçmeden yanıma biri çöktü. Bakmadım çünkü Bulut olduğunu kokusundan anlamıştım. Kafamı omzuna koydum o da kolunu omzuma attı. Böylece göğsüne yaslanmış oldum. Herkes susmuştu ve ortamda sadece yanan odunların sesi vardı.

Kafe aslında büyüktü ama koridorlarla odalara bağlanıyordu ve üst katı da vardı. Bizim olduğumuz odada iki masa vardı ki biz de onu birleştirmiştik ve bizden başka da kimse yoktu. Bir süre sonra diğerleri de gelip şöminenin yanına dizildiler. Yeteri kadar yer yoktu bu yüzden kimimiz ikişerli oturmuştuk ben ve Bulut gibi, Derin ve Barış gibi.

"Ah bu ortamda şarkı eksik hemen açıyorum." deyip telefonunu çıkardı herkes itiraz ederken Bora'dan beklenmedik bir şarkı çalmaya başladı. Ama şarkıyı duyunca herkes memnun bir şekilde sustu. Model-Değmesin Ellerimiz -Akustik...

Dudaklarını öpmemek bir yabancı gibi yerinde Deniz'e baktım Buluşmasın bu gözler kısmında da buluştu gözlerimiz.

Şu an Sevimsiz Cenk'in burda yanımızda olmasından bile rahatsız olmuyordum. O da bana bulaşmıyordu zaten  Gerçekten artık doya doya yaşamak istiyordum ve daha fazla dayanamayacak gibi hissettim. Söylemek istedim. Bitsin artık dedim ya anonimliği de batsın iletişimsizliği de. Gözlerim dolmuştu.

Ağzıma gelmişti söyleyeceklerim ve söylerim diye korkup ayağa kalktım kimseye bakmadan tuvalete koştum. Ağladığımı kimse görmemişti. Tuvaletin olduğu koridorda birine çarptım koşarken hala yaş dökülüyordu gözlerimden. Biriyle göz göze gelmek istemediğim için özür bile dilemeden yanından geçip gitmeye çalıştım. Kolumdan tuttu o an baktım kim diye, Cenk'ti. Ne ara yanımızdan kalkmıştı fark etmemiştim bile. O sıra düşüncelerimde boğuluyordum çünkü.

Hipotalamus /Texting-Ara VerildiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin