Holaa dostilerim ben geldim!
Keyifli okumalar diliyorum
Mavi'den
"Babacım arkadaşlarımla tatil yapıyorum biliyorsun şart mıydı yani, Demir ve ben dışında çocuk bakıcılığı yapacak birini bulamadınız mı?"
Derin telefonda babasıyla tartışmaya girmiş hepimiz onu dinliyorduk. Demir yüzünü buruşturdu. Çocuk bakıcılığı yapacak son kişi falandı.
"Peki baba peki." deyip kapattı. Demir soran gözlerle kardeşine baktı. "Demet'e bakmak zorundayız yarın." dedi oflayarak. Demir sinirle gözlerini kapattı. "Demet kim?" dedi Deniz olayı çözmeye çalışırken. Derin ona döndü.
"Yeğenimiz."
"Şöyle yapalım mı? Demet'i de alın bizim eve getirin hep beraber bizim evde takılalım. Böylece hep birlikte oluruz hem de Ceyla ve Eren'le de birlikte olmuş oluruz."
Herkes beni onayladı. "Evlere mi dağılsak artık geç oluyor." dedi Barış. Bu sefer de hepimiz onu onayladık. Acıkmıştık ve saat 7'ye geliyordu. Ceyla'ya mesaj atmıştım ve iletilmişti ama görüp görmediğimi bilmiyordum. Çünkü hanımefendin görüldüsü kapalı. Uyuduğunu düşünüp fazla üstüne düşmedim. Nasılsa şimdi eve gidiyorduk.
Barış da Derinlerin ailesiyle görüşmek için onlarla gitti. Dönüş yolunda şarkılar söyleyip eğlendik. Gün boyunca Bora videolar çekti bir sürü. Sonra onları birleştirip instagrama falan atıyordu. Kendine yeni eğlence buldu.
Eve girdiğimizde Eren'i yemek masasında bilgisayar başında bulduk. Hep beraber yanına gittik. "Hoş geldiniz."
"Hoş bulduk nasıl geçti gününüz? Ceyloş nerde?" dedim merakla ona bakarken.
"Sancısı artınca arveles içti. O da uyku yapıyormuş uyudu az önce." Ne yani az önceye kadar uyanık mıydı?
"Anladım tamamdır. Yemek söyleyelim bir de duşa girelim."
Duş aldıktan sonra hep birlikte havuz kısmındaki koltuklara yayıldık. İyi yorulmuştuk. "E gençler lise bitti. Ne hissediyorsunuz?"
"Ay çok garip biliyor musun Eren aşkım. Rahatlamış gibiyiz ama hala bir ayağımız çukurda. Yani sınav sonucunu beklemek de hoş değil anlarsın ya."
"Bir ayağın çukurda mı senin Bora? Diken üstünde olmayasın?" dedim gülerek. Ne dediğini fark edip gülmeye başladı. "Ya işte anladınız. Ha diken üstünde ha ayağımın biri çukurda."
"Siz ne hissediyorsunuz?" dedi bize de fikrimizi sorarak. Dudaklarımı bilmiyormuş gibi büzdüm. "Yani iyi hissediyorum ben. Yaz geldi sonunda. En çok buna sevindim sanırım. Ders çalışmaya alışmıştım şu an bir boşlukta gibiyim."
"Merak etme üniversitede yatmayacaksın zaten. Mimarlık liseden zor yani Mavicim sabahlarken göreceğim seni." dedi Eren gülerek. Ofladım. "Niye böyle söylüyor herkes? Ödevleri zamanında yaparsam sabahlayacağımı düşünmüyorum." dedim umursamaz bir tavırla.
"3 ay sonra görüşelim tamam mı Mavi?" dedi yine gülerek. Ben de güldüm. "Anlaştık."
"Umut sen?" dedi Deniz'e bakıp. "Normal. Hayatın her dönemi bir şeylere alışmakla geçiyor. Sanırım en kolayı bu tatil dönemine alışmak olacak." Söylediği şeyle gülüştük hepimiz.
"Ceyla sen?" dedi. Onun gözleri mi parladı ben yanlış mı gördüm? Ceyloş senin emin olmana gerek kalmadı ben senin yerine oldum güzelim. Yanık bu çocuk sana. Benden söylemesi.
"Bir an önce iş kadını olmak istiyorum." dedi gülerek. Eren de gülerek cevap verdi. "3 sene daha sabret."
"Son sene staj var değil mi? En eğlenceli sene olabilir. Sonunda iş hayatı!" dedi Ceyla. Ceyla kadar meslek aşkıyla tutuşan birini daha tanımıyorum. Kız daha kazanmadan sahiplendi mesleğini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hipotalamus /Texting-Ara Verildi
Teen Fiction0537***: İnsanlar kalpleriyle aşık olmazlar biliyor muydun Deniz? 0537***: Aslında aşık olacağımız kişiyi seçen beyindeki hipotalamusumuz. 0537***: Ve benimki seni seçmiş... 25.08.2020 yazmaya başladım 01.10.2020 yayımladım🌸 Reklam yapmazsanız sev...