Holaa ben geldim! Napıyorsunuuz?
Teşekkür ederim okuduğunuz için.. Hiç tanımadığım insanların yazdığım hikayeyi okuyor olması çok güzel ve mutlu ediyor. Sizleri tanımasam da seviyorum dostlarım.
Keyifli okumalar diliyorum :)
2 gün sonra
"Bugün dövme günü, bugün dövme günü, bugün dövme günü!" Bora sabahın köründe evin içinde bir o yana bir bu yana hoplayarak kendi uydurduğu melodiyi bağrınıyordu.
"Sus lan sus artık!" diye bağırdı Deniz de hislerime tercüman olarak. Canım sevgilim. Ama Bora manyağı daha fazla bağırmaya başlayınca yastığı kafama bastırdım. Dizilerde nasıl boğuyorlardı ya öyle yastıkla. Acaba insan kendini yastıkla öldürebilir miydi? Yine ne saçmalıyordum? İçime Bora kaçmıştı sanırım ses telleri büzüşesice!
Derken birden Bora'nın sesi kesilince gülümsedim ve uykuma devam etmenin verdiği huzurla tekrar kendimi saldım. Bu sefer de boğuluyormuş gibi sesler duymaya başladım. E ben yastığı bırakmıştım ama? İyi de bu sesler benden gelmiyordu ki zaten. Ulan Bora! Ulan Bora! Sabah sabah ya!
Zorla yatağımdan kalktım ve seslerin geldiği yere adımladım. Gözlerim yarı açık yarı kapalı olduğundan ve gözlerimi ovuşturduğumdan önümü göremedim ve bir şeye tosladım. "Ay o neydi?" diye carladım. Deniz kollarını bana sarmış düşmemi engellemiş onun da benden aşağı kalır yanı yoktu. O da uykuluydu ve neler olduğunu anlamaya gelmişti anlaşılan.
"Yardım ed- KIĞĞ-IIĞĞ- Kurtarın b-ağğğ ne yapıyon ya cani?!" Ceyla'nın kaldığı odaya girdiğimizde Bora'yı garip bir pozisyonda bulduk. Nasıl anlatsam bilemedim. Ceyla gözleri kapalı uyuyor gibi gözüküyor Bora ise onun üzerine eğilmiş, Ceyla'nın bir eli Bora'nın boynunda bir eli kulağını çekiyor.
Kesin bu salak Ceyla'nın üstüne eğilip bağrınınca Ceyla da 'nereye denk gelirse' deyip ellerini geçirdi. Bu da şimdi boğuluyor sözde.
Ceyla kesin uyumaya devam ediyor ha şu an. Kendini rüyada sanıyor bile olabilir. Durumun saçmalığına gülüp onları ayırmaya çalıştık. Ceyla sinirle gözlerini araladı ve gözleri Bora'yı buldu. Bora korkudan kocaman olmuş gözleriyle Ceyla'ya bakıyordu.
"Boğuyordun beni manyak!"
"Tepemde ötüyordun seni horoz sandım Boracığım..." dedi Ceyla şeytani bir şekilde. Şahika? Caner? Noluyor yav korkmaya başlıyorum.
"Saat 11 arkadaşlar bir zahmet uyanın. Demir'le iddiamız var ya kazanıp Elifnaz'ı aratacağım ona daha." dedi odadan çıkarken.
Dediği gibi bugün sarı takım olarak dövme yaptıracaktık. Benim zaten aklımda yaptırmayı düşündüğüm bir dövme vardı uzun zamandır, onu yaptıracaktım. Barış'a Derin seçecekti. Bora da göğsüne üçgen dövmesi yaptıracakmış. Ceyla da istediği için yaptıracaktı. Ne yaptıracağını bilmiyordum.
Kahvaltıdan sonra saat 1'de dövmecide buluştuk. Demir ve Bora dövmecinin kapısında kovboy filmlerindeki göz kısmalı, kötü bakış atmalı karşılaşmayı gerçekleştiriyordu şu an. Az daha zorlasalar silah çekecekler birbirlerine. Ne diyeyim...
"İlk önce ben yaptırayım bence ve Demir akşama misafirimizi çağırsın hemen." Demir ona alayla güldü. "Ne sanıyorsun Bora kalemle resim mi yapacaklar? İğneyle yapılıyor hani eğer bilmiyorsan..."
"Çok komiksin Demircim ama benim acı eşiğim yüksektir. Sen bu uyarıları Mavi'ye yap." dedi ve kapıyı açıp içeri girdi. Ben ne alaka şimdi?
Biz de arkasından girdik içeri. Hayal ettiğim gibi aşırı karanlık bir yer değildi. Ben böyle duman altı karanlık bir yer hayal etmiştim. Beynimizi yıkıyorlar beynimizi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hipotalamus /Texting-Ara Verildi
Teen Fiction0537***: İnsanlar kalpleriyle aşık olmazlar biliyor muydun Deniz? 0537***: Aslında aşık olacağımız kişiyi seçen beyindeki hipotalamusumuz. 0537***: Ve benimki seni seçmiş... 25.08.2020 yazmaya başladım 01.10.2020 yayımladım🌸 Reklam yapmazsanız sev...