4.7

19 3 82
                                    

Hola!

Hayalet okurlar bu kadar görünmez olmayın be gelin iki sohbet edelim insanlık öldü mü? 🤭😂😂

Kitaptaki favori karakteriniz kim?🧚🏻‍♀️

Öğlenden sonra bir video daha gelmişti. Bu video diğerinden uzundu. Merakla açtım. "Selam Maviş vloğun ikinci ayağına hoş geldin. Öğlen arasındayız, yemeğimizi yedik yine bizim mekanda oturuyoruz. Çok sakin geçiyor bugün. Herhalde sen yoksun diye böy- o ses ne lan?"

Cidden arkadan bağrışma sesleri geliyordu. "Oha Kutay'ın babası Aykut gelmiş terör estiriyor kanka!" kamerayı oraya çevirdi. "Ne demek deneme sınavı 1 ay sonra. 1 ay daha mı bu sınıfta okuyacaksın yani? Koskoca 1 ay!"

Kamerayı kendine çevirdi Bora. Elini ağzına koymuş ve şok olmuş bir şekilde bir ona bir ona bakıyordu. Onun bu tepkisine güldüm. "Kanka bu çocuğun suçu günahı yokmuş. Böyle babadan anca böyle hırslı çocuk çıkar ne yapsın baskıya bak aboo!" Kahkaha attım.

Gerçekten Kutay'ın babası böyleyse çocuk ne yapsındı. Belki de kendini babasına kanıtlamak için böyleydi. Böyle ebeveynler vardı gerçekten onları yarış atı gibi yetiştirmeye çalışıyorlar ve aslında onların evlatları olduğunu unutuyorlardı. Kimisi geçmişin acısını çıkarıyordu kimisi de kendi prestijini düşündüğü için başarılı olmasını istiyordu.

"Baba ben mi ayarladım ya deneme sınavlarını!" ooov.

"Bu kavga büyür ben sana diyeyim." dedi Bora ve kahkaha attı. O an gözleri büyüdü. "Lan Aykut bana bakıyor şu an." Ağzını çok oynatmadan konuşuyordu tırsmıştı. Kahkaha atmaktan karnım ağrımıştı.

"Ne gülüyorsun oğlum?"

"Ben size gülmüyorum Aykut Bey amcacım. Hem komik bir şey mi var ki güleyim."

Cevap gelmeyince ekrana döndü. Kadraja Ceyla girdi. "Tırstı yavrucak." dedi gülerek.

"Kanka tırsılmayacak gibi mi şu adama bir bak Allah aşkına bu bizi çiğ çiğ yer." dedi hala korkuyordu. Ceyla güldü.

"Haksız mıyım Umoş?"

"Haklısın kardeşim."

"Bak o da bana hak verdi eminim ki Mavi de bana hak veriyor şu an. Değil mi Maviş." O görmese de kafa salladım.

"Bence Mavi şu an gülmekten işeyecek hale gelmiştir." Buna da kafamı salladım ve gerçekten çişimin gelmesiyse tuvalete gittim. Ne çok gülmüştüm ama ya.

Tuvaletten çıkınca mutfağa girdim. Bulut çorba yapıyordu. Koklamaya çalıştım ama asla gelmiyordu kokusu. Halimi gören Bulut yaptığı çorbayı söyledi. "Tavuk suyuna çorba."

"Alamıyorum ki ne koku ne tat. Of!"

"Üzgünüm Ada keşke o kadar gezmeseydin o gün."

"Of keşke!" Çorba pişince bir kase Bulut içti, bir kase de ben içtim. Sonra Kavun ve Ice'la oynadık. Ben pek hareket edemiyordum ama onlar sürekli gelip bana sırnaştıkları için gerek de kalmıyordu zaten.

Akşama doğru saat 5'te kapı çalınca Bulut kapıya bakmaya gitti. Ben de koltuktan bakmaya çalışıyor ama göremiyordum.

"Maviş!"

"Boriş!"

"Biz geldik bebeğimsu!"

"Hoş geldini-hapşı!"

"Hoş bulamadık be kanka sana ıhlamur ve Ada çağı getirdik." Ceyla'nın söylediği şeyle kaşlarımı çattım.

"Ada çayı ne alaka be?"  Omuz silkerek konuştu.

Hipotalamus /Texting-Ara VerildiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin