4.3

18 3 91
                                    

Holaaa!🧡

Nabersiniz??? Nasıl geçiyor gününüz?

Keyifli okumalar diliyorum :)

Sabah uyandığımda yatağımdaydım. En son arabada kısık sesle çalan şarkıyı hatırlıyorum. Ayağa kalkıp tuvalete gittim. Üstümdekilerle uyumuştum. Üstümü değiştirdim ve aşağı indim, saat 10'du. Uçak 3'teydi. Daha çok vardı. Küçük bir valiz hazırladım. Bulut spora gitmişti.

Beyfendi hiçbir şey yapmadığı için kendini spora vermişti. Şimdilik bir yerde de çalışmıyordu.

Valize kot pantolon, kazak, gömlek, elbise, iç çamaşırı falan koymuştum. Bir tane de yedek mont koymuştum ne olur ne olmaz.

Saat 11 olmuştu. Kahvaltı yapmadığımı fark ettim. Hiçbir şey yiyesim yoktu. O yüzden sadece kahve yapıp kitap okudum. Bu yoğun kafayla ne anladım ben de bilmiyorum ama okudum işte.

Aşağıdan sesler gelince kitabı bırakıp içmiş olduğum kahvenin kupasını da alıp aşağı indim. Bulut telefonda biriyle İngilizce konuşuyordu.

"Hayır hayır henüz belli değil."
"Bilmiyorum emin değilim."

Beni görünce göz kırptı. Ada mutfağa oturup onu dinlemeye başladım.

"Evet evet hala düşünüyorum."
"Farkındayım."
"Teşekkürler görüşürüz."

"Noldu?" dedim merakla. "İngiltere'deki iş arkadaşım. Karar verip vermediğimi soruyor." dedi ve merdivenlere yöneldi. Sanırım duş alacaktı.

"Mmmm. Vermedin hala?"

"Aynen." dedi ve yukarı çıktı. Tezgahtan bir tane yeşil elma aldım ve ısırarak yemeye başladım o esnada kapı çalınca tezgahtan indim ve kapıya yöneldim. Ceyla gelecekti.

"Hoş geldin."

"Selam."

"Sana bir haberim var." Bıkkınlıkla nefes verdi. "İyi mi kötü mü?"

"Sen karar ver. 3 saat sonra İstanbul'a gidiyorum."

"Ne?"

"Bulut'la beraber."

"Cenk'in doğum gününe?"

"Aynen."

"Sevimsiz Cenk?"

"Aynen."

"Niye?"

"Cenk için değil kendim için gidiyorum kanka. İhtiyacım var burdan uzaklaşmaya. İzmir şu sıralar bana dar geliyor."

"İstanbul'da sana düşecek olan metrekare buradakinden daha az kanka."

"Bahsettiğim şeyin bu olmadığını biliyorsun." dedim göz devirerek.

"Biliyorum sen bilirsin. Çocuklar biliyorlar mı?"

"Hayır şimdi sana söyledim. Ben gittikten sonra sorarlarsa söylersin ben gitmeden söyleme."

"Arkandan gelecek."

"Saçmalama ne işi var?"

"Görürsün."

"Yok artık Ceyla daha neler."

"Görürsün."

"Sende ne var ne yok?"

"Gelmedi." Neyden bahsettiğini anlamam 10 saniyemi almıştı.

"A evet! Eren gelecekti değil mi? Doğru ya! Ben kendi derdime düşüp onu unuttum."

Hipotalamus /Texting-Ara VerildiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin