Holaaaa, nasıl gidiyor? Afiyettesinizdir umarım :)
Bu bölümü yarın atacaktım ama Beyzoma geçmiş olsun hediyesi🌸
Gözlerimi açtığımda yanımda kimse yoktu ve revirdeydim, kolumda da serum vardı. Hemşire de yerinde değildi. Normalde başımda onlarca kişi olması, ne bileyim üst üste neyimin olduğunu sormaları sonra da hemşirenin herkesi zorla dışarı çıkarması ve Deniz'in kalmak istemesi falan gerekmez miydi. Yine çok hayal kurdum sanırım real life facts...
Saatimi kaldırıp baktığımda öğlen arasındaydık. Ne yani ben 3 ders saatidir baygın mıydım? Yuh Mavi! Kendime sayarken dış kapıda bi gürültü koptu. "Ya versene kızım ben gireceğim diyorum ya!"
"Bora al şunu gir beni sinir etme al!"
"Hıh!" ve sonra elinde tepsiyle Bora girdi içeriye. Yüzünde kocaman bir sırıtış vardı bir de zafer ifadesi. Bana yemek getirmişti anlaşılan. Ama hiç iştahım yoktu o an sadece çikolatalı yaş pasta istiyordu canım. Yakınlarda Ceyla'nın doğum günü vardı ama o kadar bekleyemezdim.
Kapının önünde ise sadece Ceyla'yı gördüm sonra zaten poposuyla kapıyı kapattı Bora. Ona zoraki bir şekilde gülümsedim. "Hanimiş Maviş, hanimiş Maviş?" Yüzümü buruşturdum anında "Yemeyeceğim hiç boşuna gelme." hemen ciddi bir ifade takındı yüzüne "Yiyeceksin hiç boşuna nefesini tüketme." kaşlarımı kaldırdım hayır anlamında "Eğer sen bunları yemezsen Mavicim, Ceyla beni çiğ çiğ yer direttim o kadar ben gireceğim diye beceremedin dedirtmem kendime o yüzden hiç sızlanma çorbadan başla haydi bakalım hop afiyet olsun!"
"İştahım yok Bora." dedim sesim çok az çıkıyordu. O da beni taklit edip "ama yemek zorundasın." dedi sessizce. Ofladım ve kollarımı kavuşturdum sonra serumun yeri acıdı, geri açtım. Ama kafamı ondan olmayan tarafa çevirmeme engel değildi serum ben de öyle yaptım. Bu sefer Bora ofladı. Ve yanıma oturdu.
"Uçak geliyor!" Baygın bakışlarımı Bora'ya yönelttim suratını astı hemen.
"Ama bak ben Ceyla'yla çok hava attım ben gireceğim diye nolur ya Maviş." dedi yalvarırlen. Anlaşma yapmaya karar verdim."Çıkışta çikolatalı yaş pasta."
"Tamam." Hemen atladı.
"Söz mü?"
"Söz!"
"Hadi ver ver." dedim göz devirerek. "Yaşşa be Mavim!" deyip çorbamı uzattı. Baktım ezogelin çorbasıydı en sevdiğim eh içeyim bari yazık günah çöpe mi gitsin. Çorbamı bitirip tepsiye geri koydum. Bence bu kadar yeterdi zaten öğlenleri genelde sadece çorba içerdim ve bana saat 4'e kadar yeterdi.
Tepsiye baktım sadece birkaç et parçası ve patates püresi vardı. Bir tane etten aldım patates püresine bandırıp ağıma attım.
"Daha fazlasını bekleme benden." dedim ciddiyetle. "Tamam tamam biliyorum Ceyla söylemişti ama ben bayıldın diye az da olsa koymak istedim. Sahi sen nasıl birden öyle bayıldın ne oldu?"
"Sancı girdi ve bayıldım."
"Bu kadar mı yani?"
"Vücudum acıya dayanıklı değil ve böyle anlarda bayılıyorum."
"Duygusal acı da dahil mi kız?" dedi göz kırparak. Güldüm "Hayır."
"Eh peki ben şimdi çıkayım bunu yemekhaneye bırakayım. Ceyla ve Umut da kapıdalar ve aslında orda ayakta bekleyebilirler benim açımdan hiçbir problem yok ama çişim geldi ya." ve hızla kapıdan çıktı. Ama ben Umut'tan sonrasını dinlenememiştim. Yani Deniz kapıda mıydı. Ama ben kapıya doğru şöyle bir bakmıştım ve yoktu. Demek ki kenarda duruyordu. Anlık bir mutlu oldum ya!
"Nasılsın Mavi iyi misin?" soran Ceyla'ydı. Doğruldum "Daha iyiyim."
"Sancın azalmış olmalı hemşire ağrı kesici kattı serumuna." evet evet bunu diyen Deniz'di. Ben mi? Ben hayran hayran ona bakıyorum ki Ceyla'nın öksürüğüyle kendime geldim. Kocaman gülümsedim "Evet sancım yok şu an."
"Güzel." dedi ve tek kişilik koltuğa oturdu kolunu da koltuğun koluna yaslayıp bana baktı. Ben de ona bakıyordum. Aha bakışma vakti. Ben varım bu sefer çok bakasım var valla. Tam bakışmaya başlamıştık ki hemşirenin içeri girmesiyle bölündü.
"Merhaba gençler Mavi'nin serumu bitmek üzereydi" Seruma doğru yöneldi "Hatta bitmiş hadi onu alıp sınıfa geçmesine yardımcı olun." deyip serumu çıkardı.
Sürekli buraya geldiğim için hemşire beni tanıyordu. Sürekli bir problemim oluyordu maalesef...
"Tamamdır teşekkür ederiz." dedi Deniz ve ayaklandı bana doğru geldi Ceyla zaten yanımdaydı. Bana dokunmasıyla kalbimin hızlanması bir oldu. Deniz ilk defa kendi isteğiyle bana dokunuyordu ayayay.
"Gel bakalım Maviş." dedi Ceyla göz kırparak. Başımı eğdim utanmıştım çünkü anlamıştı heyecanlandığımı. İkisinin desteğiyle yattığım yerden kalktım. Ve yavaşça yürümeye başladım. Ani bir hareket yapmamaya çalışıyordum ne olur ne olmaz. Deniz sanki kırılacak bir eşyaymışım gibi nazikçe tutuyırdu beni. Ona bakıp gülümsedim o da gülümsedi ve önüne döndü. Ve sınıfa gittik birlikte. Bora da yolda bizi görmüş arkamızdan gelmişti.
Sırama oturunca Ceyla hemen yanıma oturdu. Bora da önümdeki sıraya oturdu. Denizse ayakta dikiliyordu sanki her an gidecekmiş gibi. Bora'nın onu çekip yanına oturtmasıyla oturmuş oldu. "Sınav anı kağıdımı inceleyen gıcık hocalar gibi tepemde dikilme otur şuraya Umoş!" güldüm. Ve tek tek hepsine baktım sonra canım kek çekti. Ne yapayım daha çıkışa 3 saat var.
"Bakma kızım şöyle zaten çıkışta sözü aldın pastaneye gidiyoruz daha ne istiyorsun."
"Ne sözü be?"
"Bu cadı çorbasını içmek karşılığında çikolatalı yaş pasta istedi benden. Fırsatçısın fırsatçı!" Güldüm ve saçlarını karıştırdım.
"Ya Bora!"
"Yi Biri!" Kolunu çimdikledim sadece güldü. Saate baktım 1'de ders başlayacaktı ve Deniz'in sınıfına gitmesi an meselesiydi. Hatta ben bunu düşünürken yavaştan ayaklanmıştı da. "Ben sınıfa geçiyorum iyi dersler."
"Umut." Bana döndü "Efendim?" Ona baktım baktım ve ne diyeceğimi bilmediğim için sadece "Teşekkür ederim." diyebildim. Başını yana yatırdı. İşte onu yapma yapma yapma!
"Ne için?"
"Iı şey.."
"Ney?"
Buraya kadar yardım ettiğin için."
"Ne demek geçmiş olsun." dedi ve göz kırptı.
Oy kalbim.
Oy oy oy!
Gülümsedim ve kızardığıma %229293783 emindim. Başımı öne eğdim ve arkama yaslandım. Sonra Neşe geldi.
"Bora yerime geçebilir miyim acaba ben?" dedi en şirin gülümsemesiyle Bora kafasını salladı ve arkamızdaki yerini aldı ve bizim ders maratonunuz başladı.
Dersleri yeterince güzel dinleyebilmiştim, ağrı kesicinin de etkisi büyüktü tabi. Ama pastanın hayaliyle yanıp tutuşuyordum...
Bu biraz geçiş bölümü gibi oldu sorry kuşlarım 💓 ama yarın da bölüm atacağım biliyorsunuz iki gün üst üste atıyorum bölümleri.
Muchos besos 💋💋💋
🌼
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hipotalamus /Texting-Ara Verildi
Teen Fiction0537***: İnsanlar kalpleriyle aşık olmazlar biliyor muydun Deniz? 0537***: Aslında aşık olacağımız kişiyi seçen beyindeki hipotalamusumuz. 0537***: Ve benimki seni seçmiş... 25.08.2020 yazmaya başladım 01.10.2020 yayımladım🌸 Reklam yapmazsanız sev...