2.1

21 2 32
                                    

Hoolaaa! Ne var ne yok şekerler?

Medya: Umut Deniz Aslan

Buyrunuz bölümee :)

Sabah ağrıyla gözümü açtım ve yüzüm buruştu. Ayak tabanlarım ağrıyordu. Yavaşça bacaklarımı yataktan sarkıttım ve gözlerimi kaşımayı bırakıp esnedim. Yatakta oturur pozisyona geldim.

Bir dakika burası benim odam değildi Karşımdaki aynadan arkamda birinin yattığını gördüm ve çığlığı bastım. Ben çığlık atınca o da çığlık attı sonra ben de bir daha çığlık attım.

"Ceyla?"

"Mavi?"

"Noluyor ya sabah sabah?" Bunu soran Umut'tu korkuyla içeri dalmıştı bir anda.

"Umut?"

"Mavi?"

"Biz niye buradayız?" sonunda mantıklı bir şey söyleyen kişi Ceyla olmuştu. Deniz gözünü kaşırken konuştu "Gece Eren'in arabasında uyudunuz. Biz de sizi o halde evlerinize götüremedik." dedi sonra esnedi.

(Bu sahneleri yazarken 15 kere esnedim ulan)
(Kontrol etmek için bir daha geldim 4 kere daha esnedim 😒)

Sonra kapıdan içeri Eren dalmıştı "Noluyor lan?" gözünün biri açık biri kapalıydı. Daha uyanamamıştı anlaşılan. Az kalsın kapıya çarpıp düşüyordu "Aman dikkat." dedi ve kollarından tuttu onu Deniz. Saçma romantik bir an yaşadılar orda.

"Kusura bakmayın uyandırdık sizi de." dedim ellerimle oynarken. Ceyla yatakta dizlerinin üstüne kalkmıştı bağrışırken. Ben hala bacaklarımı sarkıtmış bir şekilde oturuyordum. Eren ve Deniz de kapının girişinde ayakta dikiliyorlardı.

"Neyse sorun çözüldüğüne göre kahvaltı yapabiliriz." dedi Eren. Artık dengede durabiliyordu.

"Aynen hadi aşağı gelin." demişti Deniz de onu onaylayıp.

"Biz gidelim bence siz yapın kahvaltınızı." dedim kalkmaya çalışırken. "Ay ay ayy of!" deyip geri yatağa oturdum. Hatta baya kendimi yatağa attım. Ve saçlarımı düzelttim sinirle. Basamıyordum ki ayaklarımın üstüne çok fena sızlıyordu. "Sen bu halde eve zaten yürüyemezsin de" deyip eliyle ayaklarımı gösterdi "siz bekleyin biz terasa masa hazırlarız." dedi Deniz ve kapıdan çıktı. Eren de onu onayladı takip etti.

"Ben de inip yardım edeyim Mavi ayıp olmasın." dedi Ceyla ve aşağı indi.

1 dakika geçmedi ki kapı tıklandı. "Gir." dedim merakla ve Deniz kapıyı açıp içeri girdi. Elinde bir krem vardı. Beni düşünmüş ve krem getirmişti.

"İstersen ayağının altına sür Mavi." deyip uzattı kremi. Ona o an nasıl bakmışsam artık bakışları bir anlığına değişince gözlerimi kırpıştırıp uzattığı kremi aldım. "Çok teşekkür ederim Umut." dedim gülümserken.

"Ne demek." dedi ve çıktı. Kremi sürmeden bir 5 dakika yatakta salak salak duvara baktım. Sırıtmamı durduramıyordum.

Sonra kremi sürüp telefonumu elime aldım. Ve biraz instagramda gezinmeye başladım.
20 dakika sonra terasa kahvaltı hazırlanmıştı. Deniz gelip beni sandalyeye taşımıştı. Tam oturup kahvaltı etmeye başlayacaktık ki bir eksiklik fark ettim. "Durun Bora nerde?"

"Uyuyor ayı, tüm gece kolunu bacağını üstüme atıp durdu zaten. Bir ara tam uykuya dalmıştım ki yüzüme bir şey çarptı. Bir fırladım. Bu hergelenin eliymiş. Bir rahat vermedi bana." dedi Eren sinirle. Ciddi kalmaya çalıştık bir süre hatta iyi de gidiyorduk ama sonra dayanamayıp hep beraber gülüştük.

Hipotalamus /Texting-Ara VerildiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin