9. Ben seni yalnız bırakır mıyım bebeğim?

2.6K 298 273
                                    

Minho, çaldığı kapının önünde heyecanla sevgilisinin gelmesini bekledi. Onu görmeyeli iki hafta olmuştu ve bu süre onlar için gerçekten fazlaydı. Normalde haftada bir kez buluşurlardı ama bu sefer öyle olmamıştı. Ezberlenilen rutinin dışına çıkılmış bu da çifti ciddi anlamda rahatsız etmişti.

Kahverengi saçlı kendi çapında daha iyi görüneceğini düşünerek saçlarını düzeltmeye çalıştı. Nasıl göründüğü hakkında pek bir fikri yoktu ama sevgilisi ona her zaman güzel iltifatlarda bulunurdu bu yüzden o hariç diğerlerinin fikirlerini çok fazla önemsediği yoktu.

Koşarcasına kendisine doğru gelen adım seslerini duydu, birkaç saniye içinde de kapı açıldı. Sarı saçlı çocuk sevgilisini görür görmez onun boynuna atladı. Kısa süreli ayrılık biraz daha uzasa büyük ihtimal kafayı yerdi.

"Çok özledim." dedi sarı saçlı. "O kadar özledim ki şu an mutluluktan ağlamak üzereyim."

Minho duyduğu sözlerle gülümsedi. Sevgilisinin sarılmasına karşılık vererek kollarını birçok erkeğinkine kıyasla ince olan bele sardı. Burnunu onun boynuna yaklaştırıp bağımlı olduğu kokuyu içine çekerken gözlerini kapattı.

"Ben de seni çok özledim."

"Hiç gelmeyeceksin sandım."

"Ben seni yalnız bırakır mıyım bebeğim? Böyle bir şeyi nasıl düşünebildin?"

Minho bir elini sevgilisinin belinden sarı saçlara götürüp onları okşadı.

"Bilmiyorum." dedi diğeri ağlamaklı bir sesle. Hafifçe geri çekildi.

"Bir daha düşünme sakın, ben hep seninle olacağım."

Minho, sonunda küçüğü az da olsa gülümsetebildiği için mutlu hissetmişti. Bedenini ondan çekti ve ayakkabılarını çıkarıp içeriyi işaret etti. Çok vakitleri yoktu bu yüzden zamanı iyi değerlendirmek onlar için fazlasıyla önemliydi.

İçeri giren ikili her zamanki gibi oturma odasına ilerleyip kısa sürede yerlerine oturdular.

Onların yeri televizyonun tam karşısındaki koltuktu. Minho koltuğun koluna yaslanıyor, sarı saçlıysa çoğu zaman ya Minho'nun dizlerine yatıyor ya da başını onun omzuna yerleştiriyordu.

Tabi bu uzun süreli bir sarılmanın sonrasında oluyordu.

"Anlat bakalım, ben yokken neler yaptın Jisung? Bir sorun var mı?"

"Seni özlemem dışında bir sorunum yok."

Minho sevgilisinin gözlerine bakarak elini onun çenesine yerleştirdi ve dudaklarına küçük, saniyelik bir öpücük bıraktı.

"Başka?"

"Başka bir şey yok, her şey olduğu gibi duruyor. Okula gidiyorum, ders çalışıyorum ve arkadaşlarımla vakit geçiriyorum. Gerçi bu hafta ikisi de pek buluşmak istemedi. Özellikle de Felix."

Başını salladı Minho. Bunun sebebini çok iyi biliyordu ve saklamasına gerek olmadığının da bilincindeydi.

"Felix sana bir şey söyledi mi?"

"Sen onu tanıyor musun ki?" dedi Jisung. Arkadaşlarından çok bahsederdi ama Minho onları,.bu şekilde sorular sorabilecek kadar iyi tanımıyordu.

"Önce soruma cevap ver."

"Yani neyi kastettin tam anlamadım ama..."

Jisung'un mırıltısı üzerine Minho sessiz kalarak kolunu onun omzuna atıp sevgilisini kendine çekti. Bu sırada sarı saçlı, rahat bir şekilde sevgilisinin elini tutmuştu.

Blood | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin