18. Cehennemde kral olursun artık.

1.8K 245 140
                                    

"Ayrılın, ayrılın." dedi Changbin.
Oturma odasının önünden geçerken mecburen arkadaşlarını uyarmak zorunda kalmıştı. Şu an hiçbir şekilde bunun sırası değildi.

"Ne oldu?"

Chan, Jeongin'in kollarını boynundan çekip onu zar zor tutarken küçük olan ne olduğunu bilmediği için hâlâ Chan'ın derdindeydi.

"Dışarıda birisi var, ne olur ne olmaz saklanın siz. Özellikle Jeongin'i bu halde bırakmayın." dedi Changbin. Daha fazla vakit kaybetmemek adına bir an önce dışarı çıkması gerektiğini biliyordu. Bu yüzden düşüncelerine uydu ve oturma odasından çıktı. Evin girişindeki dolabın en köşesine sakladığı kılıcını almayı unutmadı.

Kendini dışarı atar atmaz yere sağlam basan adımlarını belli bir noktaya kadar attı. Bir yandan keskin gözleri çevreyi tararken o tamamen gördüğü kişiyi bulmaya odaklıydı.

Gelen her kimse büyük ihtimal tek kişiydi. Yanında en fazla birkaç kişinin olması ihtimali de vardır. Kalabalık bir ordunun şehre dalacak hali yoktu. En azından Changbin böyle düşünüyordu.

Duyuları bir anlığına o kadar iyi açılmıştı ki kulağının dibinden geçen esintinin sesini çok rahat işitmişti. Normalde insanlar bu seslere pek dikkat etmezdi.

Kendi etrafında döndü, hem kendini kolluyor hem de o kişiyi arıyordu gözleri. 

Evden çıkan Chan'ı gördüğünde eliyle ona gitmesini işaret etti.

"Gelme-" başka bir şey söylemesine fırsat kalmadan bir anda bir şey hissetti. Kaşları çatıldı ve önünde durduğu evin çatısına baktı. Bununla beraber kendisine doğru atlayan vampiri gördüğünde elindeki kılıcı havaya kaldırdı. Ucu normal bıçakların aksine daha keskin ve özel bir maddeden yapılmıştı. Demirin vampirlere pek zarar verdiği söylenemezdi.

"Sonunda buldum sizi." dedi ayakları yere basan vampir. Gözleri simsiyahtı. Elinde tıpkı Changbin'inki gibi bir kılıç vardı. Uzun siyah saçları yüzünün neredeyse yarısını kapatıyor, bakışları ve sırıtma benzeri gülümsemesi onu ürpertici kılıyordu.

"Ölüme geldin yani?" 

"Hayır, tam tersine öldürmeye geldim."

Güldü Changbin, bu vampirlerin derdi neydi? Kendilerini ilgilendiren bir mesele olmamasına rağmen her şeye bu kadar karışmak zorundalar mıydı?

"Geri çekil."

"Asla."

Changbin'in uzun bir süre boyunca aldığı kılıç eğitimini herkes bilirdi ama karşısındaki adam da onunla beraber eğitim alan eski öğrencilerden birisiydi. İkisinin kılıç eğitimlerinde çok bariz bir fark yoktu. Changbin her ne kadar kendinden emin olsa da karşı taraftaki vampir de kendisinden son derece emindi.

Ortam gerilirken onların yanına gelmek için harekete geçen Chan'ı son anda fark etti Changbin. Neredeyse bu vampirle birbirlerine girmek üzerelerken Chan'ın da buna katılması ister istemez onu endişelendiriyordu. Arkadaşına kısa bir süre kılıç kullanma hakkında ders vermiş, en azından kendini nasıl koruyacağını öğretmişti. Ama bu eğitim değildi. Changbin, Chan'ı elbet zorlamıştı ama şimdi tek bir hatada büyük bir kayıp yaşayabilirlerdi, bu sefer arkadaşını yaşatamazdı.

"Chan, gelme sakın."

Karşısındaki vampir bunu fırsat bilip öne doğru büyük adımlar attı ve kılıcını Changbin'e doğru salladı. Neyse ki havada birbirine çarpan iki kılıcın sesi duyuldu. Birbirlerini öldüreceklerini belli eden iki vampir bir saniye dahi beklemeden aynı anda saldırıya geçti. 

Blood | Changlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin