"Hoşlandığın ya da ilgilendiğin birisi var mı?"
Bu soruyu Felix'in sorması gerekiyordu, ters köşe olmuştu.
____________________"Benim mi?" dedi şaşkınlıkla. Böyle bir şeyi daha önce hiç ciddi anlamda düşünmemişti. Hem aşk dedikleri şey ne kadar gerçekti ki? Deli gibi aşık olduğu iddia eden ama bir süre sonra ayrılan birçok çift vardı. Ama aynı zamanda sevdiği için kendini feda eden, her şeyini sevdiği insanın mutluluğu için harcayan, bir ömür birlikte olan çiftler de vardı.
Changbin başını salladı ve kırmızı saçlı için sorusunu tekrar etti. Ondan kendi ismini duymak için neler vermezdi ki? Gerçi bir tarafı da duymak istemiyordu. Felix'in acı çekmesini göze alamazdı. Bu dünya üzerinde daha ne kadar yaşayabileceğinden bile emin değildi.
"Böyle aniden sorunca bilemedim."
Küçüğün mırıltısı çok kararsız çıkmıştı.
"Bilemedim dediğine göre bir şeylerden şüpheliyorsun."
"Hayır...yani olsa bilirdim değil mi?"
Neden bu kadar paniklemişti ki? Anlam vermek çok zordu. Bu ciddi bir konuydu. Felix nefesini sesli bir şekilde dışarı verdi ilgiyle karşısında oturan adama "Peki ya sen?" dedi. "Senin hoşlandığın birisi var mı?"
İşte şimdi soru Felix'in istediği yöne dönmüştü.
"Yok."
"Sadece yok mu?"
"Evet. Hoşlanmak falan hiç bana göre değil."
Changbin'in cevabı küçüğe fazla net gelmişti. Oysa ki az önce alacağı cevaptan gayet emindi. Emin olduğu cevapsa kesinlikle bu değildi.
"Anladım."
"Neyse, en iyisi konuyu kapatmak."
"Ben artık gidebilir miyim?"
Felix'in birden sorduğu soru ve oturduğu yerden kalkması ile siyah saçlı az önceki soruya yanlış bir cevap verdiğini anladı ama en iyisi de buydu. Ne yapacaktı ki? O kadar şeyden kaçarken içinde olduğu tehlikeye bir de Felix'i mi sürükleyecekti? Olmazdı eğer her şey istediği gibi giderse ve yolun sonunda hâlâ yaşıyor olursa o zaman gelir ve Felix'e gerçek hislerini söylerdi. Şimdi hiç sırası değildi. Kendisinin de canı sıkılsa da belli etmedi.
"Sıkıldın mı? Ne güzel oturuyorduk."
"Yok, gideyim ben daha iyi olacak."
"Ama bugün birlikte vakit geçirecektik."
"Changbin." Felix'in belki de ilk defa bu kadar net çıkan sesine karşı yutkundu büyük olan. Onu hiç bu kadar ciddi ve kendinden emin görmemişti. Üstelik ismini de Felix'ten ilk defa duyuyordu.
"Evet?"
"Eve gitmek istiyorum. Sen mi bırakacaksın kendim mi gideyim?"
"Tamam... Ben bırakayım o zaman." Yerinden kalktı Changbin. Felix hızla kapıya yönelirken peşinden gitti ve o montunu giyerken onu seyretti.
Daha sonra küçük olan hiçbir şey söylemeden evden çıktı. Changbin'in yaptığı tek şey peşinden gitmek olmuştu.
______________________
"Olamaz ya! Oyun oynuyor sanki, o kadar şeyi söylüyor, o kadar şeyi yapıyor sonra da 'hoşlanmak bana göre değil.' diyor. Oyuncak mıyım ben? Tabi ne olsun onun tek derdi beslenmek... Ben ne bekliyordum ki zaten? Bir ona bak bir bana."
"Kiminle konuşuyorsun?"
Kapıyı açıp başını içeri doğru uzatan Jisung arkadaşının hem sinirli hem de hafif ağlamaklı haline baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood | Changlix ✓
Fanfiction[TAMAMLANDI] "Senden beslenmeme izin verirsen seni her şeyden korurum ama izin vermezsen bu benim için de kötü olur, senin için de. Ben kan içemediğim için ölürüm seni de o adamlar öldürür. Karar senin. Bize yardım etmek senin elinde Felix." -Kan, h...