"Bu?" dedi Changbin sorar gibi. Felix'in hediye verdiği çok açık ortada olsa da büyük olanın niyeti daha çok onu konuşturmak gibiydi.
"Senin için."
"O zaman... Teşekkür ederim." Changbin mırıldanarak söylediği sözden sonra hediye paketini aldı ve parlak paketin altında başka bir kutunun olduğunu hissetti. İçinde ne olduğunu merak etmişti. Hediye verdiğin kişi özel olmaz mıydı? Felix, Changbin için özeldi, bu Felix'in de Changbin'i önemsediği anlamına mı geliyordu? Düşünmemeye çalıştı. "Ayakta durma, geç oturalım önce."
Başını salladı Felix. Changbin'le beraber içeri geçti. Boş koltuklardan birine ilk yerleşen Felix'ten sonra siyah saçlı onun hemen yanına oturdu. Aralarında pek mesafe olmasını sevmiyordu. Duyu organları insanlara göre fazlasıyla gelişmiş olduğu için yanındaki çocuğun kokusunu ona yakın olduğu zaman daha rahat alıyordu.
Felix'in hoş, tatlı bir kokusu vardı.
"Hediyeni açmayacak mısın?"
"Hemen açıyorum." Felix'in konuşmasıyla harekete geçti. Önce parlak paketi çıkardı sonra da kendi kutusuna benzeyen fakat tamamen siyah olan kutunun kapağını açtı.
İlk olarak krem renginde telli bir defteri görmüştü. Onun kenarında da tıpkı kutu gibi siyah bir kupa bardak duruyordu.
Seçimini defterden yana kullanıp onu aldı. Felix'le göz göze geldi. Küçük olan heyecanını gizlemek için çabalıyor gibiydi.
Kendi kendine gülümsedi. Felix gerçekten çok sevimliydi. Ona sarılmamak için çoğu zaman kendini tutmak zorunda kalıyordu.
Yavaş ve nazik bir hareketle ilk sayfayı çevirdi. Üstte 'Felix'ten Binnie'ye' yazıyordu ve en alta da bir tarih atılmıştı. Bunun ilk tanıştıkları gün olduğunu anlamak zor olmamıştı.
Diğer sayfaya geçti. Çizgisiz kağıtta gördüğü adamla kaşları havaya kalktı. İlk başta kim olduğunu anlayamamıştı. Resim fazlasıyla canlı duruyordu. Sanki fotoğraf çekilmiş ve boş sayfaya yapıştırılmıştı. Ama bir anda aklına gelen şeyle gülümsemesi büyüdü.
"Bu ben miyim?"
"Evet."
"Peki, tıpkı böyle mi görünüyorum?"
Başını salladı Felix. O kadar düşünmüş ama Changbin'e verecek daha güzel bir hediye bulamamıştı.
"Bu benim için çok anlamlı."
Felix için de anlamlıydı. Changbin'le tanıştığı ilk gün ondan nasıl da çekiniyordu ama şimdi o hallerinden eser yoktu.
"Arkaya sayfalara da bakabilirsin." dedi Felix. Changbin'in diğerlerini de görmesini istiyordu.
Siyah saçlı itiraz etmeden elindeki defterin sayfalarını çevirdi. Birkaç sayfa Changbin'in tek olduğu resimlerle doluyken beş-altı sayfası da Felix'le birlikte olduğu resimlerdi. Bardaki sarılmaları, okula giderken ve birlikte sohbet ederkenki halleri... Felix, hepsini çok gerçekçi resmetmişti.
"Çok güzel çizmişsin. Resim yapabildiğini bilmiyordum."
"Çok normal." dedi küçük olan gülümseyerek. "Birbirimizi tanımak için yeterli vakit geçirmedik."
"Ben senin hakkında birkaç şey daha biliyorum aslında."
"Neymiş?"
Kırmızı saçlı oldukça şaşırmış görünüyordu. Changbin hakkında bildiği şeyler çok sınırlıydı. Yaşını dahi hiç sormamıştı ama kendisinden büyük olduğunu biliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Blood | Changlix ✓
Fanfiction[TAMAMLANDI] "Senden beslenmeme izin verirsen seni her şeyden korurum ama izin vermezsen bu benim için de kötü olur, senin için de. Ben kan içemediğim için ölürüm seni de o adamlar öldürür. Karar senin. Bize yardım etmek senin elinde Felix." -Kan, h...